Showing posts with label kitap yorumu. Show all posts
Showing posts with label kitap yorumu. Show all posts

Sunday, March 19, 2017

Anayurt Oteli - Yusuf Atılgan


anayurt oteli ile ilgili görsel sonucu


Kitaba ait bir değerlendirme yazısı okuduysanız ya da yorum yapan birini duyduysanız "Ne ölüyüm ne sağım," cümlesini de illa fark etmişsinizdir. Kitabın ilk yarısında, romandan çıkartılanın yalnız bu cümle olmasına üzülmüştüm; ancak kitap bittikten sonra "Ne ölü ne sağ" tanımından başka bir şey söylenmesi için inanın çok derin bir nefes alınması gerekiyor.

Öncelikle şunu söylemeliyim, kitap neyi anlatırsa anlatsın Yusuf Atılgan'ın diline hayran olmamam imkansızdı. Yazar olarak gözümde çok büyük bir yere ilişti Atılgan. Kullandığı anlatım tekniği, başlarda yorucu olsa da, oldukça etkileyiciydi. Ayıca anlattığı konuyla da bütünleşmiş bir kalemi vardı.

Anayurt Oteli, Zebercet'in öyküsü. İşlettiği otele bir kadının gelmesiyle Zebercet'in obesefif olarak adlandırabileceğimiz davranışları değişime uğruyor. Zebercet'in iç dünyasına girmeye başlıyorsunuz yavaş yavaş. Sonrasında ise ne olacağı hiç bilinmiyor.

“Ne çok yalan söyleniyordu yeryüzünde; sözle, yazıyla, resimle ya da susarak.” 

Kitap, herhangi bir şey okuyayım kafasıyla yaklaşıldığında biraz havada kalabilir. En azından ben kitabın üçte birlik kısmından sonra hikayenin içine girmekte zorlandım. Anlatılan olay örgüsü "Zebercet böyle hissetti, şu ve bu etkenler yüzünden şöyle yaptı" tarzı bir örgüden biraz uzak. Kitaba kendinizi vererek okumanız için:
-Her şeyi kaldırabilecek
-Okuduğunu anlayabilecek
-Anlatılanları hem teknik hem anlam bakımından kavrayabilecek bir havada olmanız gerekiyor bana kalırsa. En azından ben, bu tarz bir ruh halinde olmadığım zamanlar kitabın içine gitemedim.

Anayurt Oteli'nin biraz şaşırtan ve beni kendine bağlayan yanı, psikolojik bir bozukluğu Türk edebiyatında sıkça görnediğimiz bir tarzda aktarması oldu. Belli kısımlarda Zebercet'in ruh halini, onu bu hale getiren etkenleri ve ne sonuçlar doğurabileceğini düşündüm. Kitabı derinleştiren kısım da buydu sanırım.

“Dayanılacak gibi değildi bu özgürlük.” 

Bazı açılardan (biraz akıcılık, biraz da açıklık) beklediğim başarıya ulaşmamış olsa da biraz kitap okuma geçmişi olan, psikolojik romanları seven insanlara tavsiyemdir. Türk edebiyatının gözden kaçmaması gereken bir eseri. Bundan sonra Aylak Adam elime geçtiğinde onu da heyecanla okuyacağıma eminim. 

Sunday, February 12, 2017

Piç - Hakan Günday



Sayfa sayısı: 224
Basım Yılı: 2007
Goodreads Puanı: 3.8


Ne zaman aldığımı hatırlamıyorum Piç'i, rafların birinde bekleye bekleye tozdan bir mont geçirmişti üstüne. En sonunda elime alıp okudum, dayanamadım daha fazla. Ne geç ne erken, tam zamanında buluşmuşum kitapla.





Roman, dört adet genci konu alıyor: Afgan, Cenk, Barbaros ve Hakan.
Birbirinden farklı karakterlere, hobilere, alışkanlıklara ve geçmişe sahip olan gençler bunlar. Yine de dördü ortak bir noktada buluşuyorlar, o noktada içlerinde barındırdıkları piçlik oluyor.

Sunday, December 18, 2016

Kitap İncelemesi: Men, Women, and Children

Herkesin "aşırı" bulduğu, içeriğinin toplum tarafından hoş karşılanmadığı bir kitap okumak isterseniz, Chad Kultgen'ın Men, Women, and Children eseri tam size göre.

Bu, on üç yaşındaki bir grup çocuğun ve onların ebeveynlerinin romanı. Hepsi, bir şekilde internetin kurbanı olmuş durumda. Birbirinden farklı iki nesil, hiçbir gizlilik olmaksızın bizimle kendi öykülerini paylaşıyorlar. Men, Women, and Children gelmiş geçmiş en açık romanlardan biri.

Kitabı keşfetmem, bu sene vizyona girmiş olan filmi sayesinde oldu. Filmin konusu ilgimi çekmişti; teknolojinin insanların yaşamına olan etkisinden bahsediyordu. Yine de hakkında çok bir şey öğrenemeden filmin gösterim tarihini beklemeye başlamıştım. Sonra fark ettim ki, bu film bir kitap uyarlaması! Hem de ne kitap, insanlar hakkında neler neler diyorlar.

Okuyanların çoğu yerden yere vuruyor kitabı, rahatsız edici buluyor. Ama bir kısım ise kitaba ve yazara aşık olmuş durumda. Bu durumda beni zor bir karar bekledi: Ya e-kitap olarak satın alıp okuyacaktım ya da hiç uğraşmadan filmi izleyecektim.

Tabii burada benden söz ediyoruz. Yani toplum tarafından dışlanan şeyleri bağrına basan, insanlara rahatsız edici gelen şeyleri seven bir kişiden. Madem adam bu kadar aykırı bir yazar... ben de Men, Women, and Children'ı almış bulundum ve iki gün içinde yalayıp yuttum.

Peki kitap nasıldı, hangi taraf haklıydı diyecek olursanız...

Friday, December 11, 2015

Kitap İncelemesi: I'll Give You the Sun




Kitap: I'll Give You the Sun
Yazar: Jandy Nelson
Yayıncı: Dial Books/Walker Books
Sayfa Sayısı: 429
Goodreads Puanı: 4.15


A brilliant, luminous story of first love, family, loss, and betrayal for fans of John Green, David Levithan, and Rainbow Rowell 

Jude and her twin brother, Noah, are incredibly close. At thirteen, isolated Noah draws constantly and is falling in love with the charismatic boy next door, while daredevil Jude cliff-dives and wears red-red lipstick and does the talking for both of them. But three years later, Jude and Noah are barely speaking. Something has happened to wreck the twins in different and dramatic ways . . . until Jude meets a cocky, broken, beautiful boy, as well as someone else—an even more unpredictable new force in her life. The early years are Noah's story to tell. The later years are Jude's. What the twins don't realize is that they each have only half the story, and if they could just find their way back to one another, they’d have a chance to remake their world.

This radiant novel from the acclaimed, award-winning author of The Sky Is Everywhere will leave you breathless and teary and laughing—often all at once.
 


Kitap İncelemesi: Konuş Benimle/Speak




Kitap: Konuş Benimle

Orijinal Adı: Speak
Yazar: Laurie Halse Anderson
Yayıncı: GO!
Sayfa Sayısı: 304
Goodreads Puanı: 3.98



Konuşmak gittikçe zorlaşıyordu. Boğazım sürekli acıyor, dudaklarım kuruyordu. Geceleri uyurken çenemi o kadar sıkıyordum ki sabahları başım ağrıyordu… Ne zaman annemle, babamla ya da öğretmenlerden biriyle konuşmaya çalışsam ya kekeliyor ya da donup kalıyordum. Sorunum neydi benim?

Melinda Sordino’nun bir sırrı var. Ama sırrını paylaşabileceği kimsesi yok. Bütün arkadaşları, hatta tanımadığı insanlar bile ondan nefret ediyor. Ve günden güne içine kapanan Melinda, çareyi susmakta buluyor. Yalnızlaştıkça susuyor, sustukça yalnızlaşıyor. Ta ki O ŞEY’den kaçıp saklanamayacağını, O GECE’yi unutamayacağını anlayana dek…



Thursday, April 9, 2015

İnceleme: Yıldız Tozu/Stardust


Kitap: Yıldız Tozu
Orijinal Adı: Stardust
Yazar: Neil Gaiman
Yayıncı: İthaki Yayınları
Goodreads Puanı: 4.04 (196.560 oy)
Sayfa Sayısı: 304


Neil Gaiman'dan büyüklere masallar

Kraliçe Victoria devrinin şafağında, Perili Ülke ile kendisini ayıran taş duvardan adını alan Duvar Köyü'nde yaşam olanca sakinliğiyle akmaktadır...
Her dokuz yılda bir Perili Ülke'de bir panayır düzenlenir ve bu zamanın dışında duvardaki tek delikten geçmek kesinlikle yasaktır.
Duvar Köyü'ndeki genç Tristran Thorn, gerçek aşkı Victoria Forester'da bulduğuna kesinlikle emindir. Oysa Victoria ulaşılmaz biridir, bir ekim akşamı gökyüzünde kaydığını gördükleri yıldız kadar uzak...
Victoria'nın kalbini kazanmak uğruna Tristran kaymış yıldızı bulacağına ve sevdiği kıza getireceğine yemin eder. Bu yemin Tristran'ı duvarın öte yanındaki Perili Ülke'ye, hayal bile edemeyeceği tuhaflıklar, en sinsi düşmanlar, yolu üzerinde beklenmedik dostlar ve umulmadık hazineler barındıran bir diyara yöneltecek. Oraya mum ışığında varmak, yolda Gönlünün Muradı'nı bulmak ve yüreğindeki gerçeği keşfetmek de Tristran'ın ödülü olacak...

İnceleme: 21. Gün/Day 21


Kitap: 21. Gün (The Hundred #2)
Orijinal Adı: Day 21 (The Hundred #2)
Yazar: Kass Morgan
Yayıncı: Go! Kitap
Goodreads Puanı: 3.78
Sayfa Sayısı: 312

Dünya'da Yalnız Olduklarını Sanıyorlardı Yanılmışlardı

Yüz grubunun Dünya'ya ayak basmasının üzerinden 21 gün geçmiştir. İçlerinden birinin uğradığı ölümcül saldırının ardından Dünya'da yalnız olmadıklarını anlayan grup üyeleri yaşadıkları şoku atlatamadan birer birer hastalanmaya başlarlar. Belirtiler radyasyon zehirlenmesini işaret etmektedir. Aynı gün ele geçirecekleri Dünyalı kızın onlara söyleyeceği çok şey vardır. Onların, Dünya'ya ayak basan ilk Koloniciler olmadığı gibi…

Wells, grubun güvenliğini sağlamak için canla başla çalışırken Clarke diğer Kolonicileri bulmak için kamptan ayrılacak, Bellamy ise ne pahasına olursa olsun kız kardeşini bulacaktır. Gemide kalan GLASS ise hayatının aşkı ile kendi hayatı arasında bir seçim yapmak zorundadır.

Saturday, March 21, 2015

İnceleme: Tutkulu Notalar/Backstage Pass


Kitap: Tutkulu Notalar (Günahkarlar Turnede #1)
Orijinal Adı: Backstage Pass (Sinners on Tour #1=
Yazar: Olivia Cunning
Yayıncı:  Ephesus Yayınları
Goodreads Puanı: 4.08 
Sayfa Sayısı: 431

GÜNAHKARLAR TURNEDE 1.KİTAP

Müzik hiç bu kadar ateşli olmamıştı!

Sahnelerin en seksi metal grubunun baş gitaristi Brian Sinclair, yaratıcılık kıvılcımını kaybettiğinde, bastırılmış dehasını ortaya çıkarabilmek için grubunu tutku dolu gecelere sürükleyecekti.

Tutkulu notaları ortaya çıkaran kadın...

Seksi psikolog Myrna Evans Günahkârlar ile birlikte tura çıktığında, gruptaki herkes onu baştan çıkarmaya çalışır ama Myrnanın elde etmek istediği tek adam Briandır

İki aşığın çılgın ve dizginlenemez tutkuları, onları yepyeni bir boyuta taşırken kendilerini sınırsız arzu ve günahlarla dolu bir turnede bulacaklardı...

Ve artık siz de bu ritmin esiri olacaksınız !
 

Sunday, March 8, 2015

İnceleme: Bilinmeyen Serisi - Tesadüfler



Kitap: Tesadüfler (Bilinmeyen Serisi #1)
Yazar: Melis Özün Uslu & Yusuf Özoğlu
Yayıncı: Olimpos Yayınları
Sayfa Sayısı: 312


Aslında Herkes Aynı Görünür; Ama Kimse Aynı Değildir...
Alexander ve Christina, küçük bir kasabada karşılaşırlar. Bu karşılaşma onlar için daha önce görmedikleri bir hayatın başlangıç noktası olur. Farklı insanlar, dostluklar, aşk, zor kararlar, gözyaşları, kahkahalar, ümitler, biraz macera, bilinmeyenler ve bolca desadüf. Ama bu hayat dengede...
Bu kitap size gizem dolu bir hayatı Alexander ve Christina'nın hayata bakışlarını değiştirecek ilginç tesadüfler ve bilinmezliklerle dolu bir yolu nasıl aştıklarını anlatıyor. Acaba hem bu gizem dolu döngünün sırlarını, hem de hayatlarındaki garip sorunları çözebilecekler miydi? 'Hiç böyle tesadüf olur mu?' diyeceğiniz tesadüfleri mantık çizgisinde tutan bir hayatla karşımızdalar bu kitapta....
İleride olacakları ise ancak tesadüfler bize gösterecek...

Saturday, February 28, 2015

İnceleme: Forever

Kitap: Forever  (The Wolves of Mercy Falls #3)
Yazar: Maggie Stiefvater
Yayıncı: Scholastic Press
Goodreads Puanı: 3.92 (69.782 oy)
Sayfa Sayısı: 388

then.
When Sam met Grace, he was a wolf and she was a girl. Eventually he found a way to become a boy, and their loved moved from curious distance to the intense closeness of shared lives.

now.
That should have been the end of their story. But Grace was not meant to stay human. Now she is the wolf. And the wolves of Mercy Falls are about to be killed in one final, spectacular hunt.

forever.
Sam would do anything for Grace. But can one boy and one love really change a hostile, predatory world? The past, the present, and the future are about to collide in one pure moment - a moment of death or life, farewell or forever.
 

Thursday, February 19, 2015

İnceleme: Superman, Yeni Dünya/Earth One



Kitap: Superman: Yeni Dünya (Vol 1)
Orijinal Adı: Superman: Earth One, Vol1
Yazar:  
Çizer: Shane Davis
Yayıncı:  Yapı Kredi Yayınları
Goodreads Puanı: 3.88 (9.558)
Sayfa Sayısı: 136


ÇELİK ADAM, YENİ BİR NESİL İÇİN HİKÂYESİNİ BİLDİĞİNİZİ ZANNEDİYORSUNUZ.

Clark Kent farklıydı. Uçabiliyordu. Duvarların arkasını görebiliyordu. Bakışıyla nesneleri yakabiliyordu. Ölümlüler arasında bir tanrıydı. Ama yalnız ve amaçsızdı.
Çoğu yirmi yaşındakiler gibi hayatıyla ne yapmak istediğini bilmiyordu. İstediği şeyi seçebilirdi: spor, bilim, finans sektörü veya medya. Sadece gökyüzüyle sınırlıydı... eğer güçlerini ve gerçek kimliğini dünyadan saklarsa. 
Uzak gezegenlerden gelen gemilerle gökyüzü karardığında ve Dünya’nın varlığı tehlikeye girdiğinde, Clark hayatının en zor kararını vermek zorunda kalacaktı: bütün insanlığın gözlerinin önünde ortaya çıkmak ve normal bir yaşam şansını sonusuza dek feda etmek... ya da dünyanın yok olmasına izin vermek. 
Yazar J. Michael Straczynski, Krypton gezegeninin son evladının hikâyesini modern zamanlara taşıyor ve kendi gezegenini yok eden yabancı güçten insanlığı kurtarmak için verdiği savaşı anlatıyor. Çizer Shane Davis ile beraber, Straczynski çok farklı bir SUPERMAN sunuyor.


Tuesday, February 17, 2015

İnceleme: Beni Asla Bırakma/Never Let Me Go


Kitap: Beni Asla Bırakma
Orijinal Adı: Never Let Me Go
Yazar: Kazuo Ishiguro
Yayıncı: Yapı Kredi Yayınları
Goodreads Puanı: 3.79 (225.509)
Sayfa Sayısı: 271


Yatılı okul Hailsham'ın öğrencileri, bahçe duvarının arkasındaki karanlık ormandan çok korkarlar. Hafta sonları veya tatillerde evlerine gitmez, Hailsham'dan önceki yaşamlarını hatırlamazlar. Dış dünyayla bağlantıları yoktur. Öğretmenler değil, gözetmenler tarafından eğitilirler. Spora ve sanata büyük önem veren gözetmenler, Hailsham öğrencilerine sürekli özel olduklarını hatırlatır ve bedenlerine çok iyi bakmaları gerektiğini tekrarlar.

Kazuo Ishiguro, yayımlandığı yıl Time tarafından İngilizce yazılmış en iyi 100 roman listesine alınan Beni Asla Bırakma'da, yıkıma götüreceğini bile bile kendi kaderini kabullenenlere odaklanmış görünüyor.


Monday, February 16, 2015

İnceleme: Kuyruklu Yıldız Eken Adam


Kitap: Kuyrukluyıldız Eken Adam
Yazar: Angela Nanetti
Yayıncı: ON8 Kitap
Goodreads Puanı: 4.33
Sayfa Sayısı: 152


İtalya’nın bir köyünde, herkes yaklaşan kuyrukluyıldızdan söz ediyordu. Böylesi, yıllardır görülmemişti. Ama kimse, göklerin bu makyajsız kraliçesini Arno kadar sabırsızlıkla beklemiyordu. Çünkü onun tek bir dileği vardı: Babasının eve dönmesi. Ancak, ne kardeşi onun kadar önemsiyordu bu dileği, ne de annesi Myriam. Hayatları, onları seven ama kendi prensiplerinden ötesini görmeyen bir adamın yakınında sürerken, köydeki terk edilmiş kulübenin bacası yeniden tütmeye başladı…

Bazen, sadece bize anlatılanın güzelliğiyle ayakta kalmak isteriz. Bazen hayatı, sadece hayallerimizin aydınlattığı kadarıyla görmektir bize iyi gelen. Umutla mutluluk yan yana yürüdüğünde, o yolu başkalarının, kendi doğrularıyla çizmesini istemeyiz. Gerçeklerin yükünü öykülerle hafifleten Angela Nanetti, büyülü bir anlatımla kaleme aldığı romanında soruyor: Mutluluğun ne kadarı uyum ve kabulleniştir, ne kadarı hayal ve arayış?



Sunday, February 15, 2015

İnceleme: Karanlıkta Buldum Seni/Find You in the Dark


Kitap: Karanlıkta Buldum Seni
Orijinal Adı: Find You in the Dark
Yazar: A. Meredith Walters
Yayıncı: GO! Kitap
Goodreads Puanı: 4,03 (21.235 oy)
Sayfa Sayısı: 456


“Sen beni karanlıkta buldun ve kendimden kurtardın. Seni sonsuza dek seveceğim.”

Maggie Young, kendi deyimiyle, küçük bir kasabada, süper not ortalaması ve sıradan okul aktiviteleriyle yaşayıp giden sıradan bir kızdır. Normal bir ailesi, normal bir okulu, normal arkadaşları, kısacası normal bir hayatı vardır. On sekiz yaşına girmek için gün sayan Maggie, artık sıra dışı bir şeyler yaşamak, tutkuyla sevebileceği bir şeylere sahip olmak ister. VE KADER KARŞISINA CLAYTON REED’İ ÇIKARTIR…
Clayton Reed. Kasabadaki yeni çocuk. Kimseye yüz vermeyen gizemli yakışıklı. Geçmişinden kaçıp sığındığı bu küçük kasabada, her şeyden ve herkesten uzak durmaya kararlı. MAGGIE HARİÇ…
Herkesten köşe bucak kaçan Clayton, dış dünyayla arasına kalın duvarlar örse de Maggie o duvarların ardında neler olup bittiğini öğrenmeye kararlıdır. Çünkü tanıdığı hiç kimseye benzemeyen bu gizemli yabancıya deliler gibi âşık olmuştur. Ama o duvarların ardında yaşananlar Maggie’nin tahmin edebileceğinden çok daha korkunçtur. Clayton çok geçmeden adeta bir kelebek gibi Maggie’nin ışığına kapılıp özgürleştiğini sanır, Maggie ise Clayton’ın karanlığına hapsolur. Gün geçtikçe büyüyen bu karanlık, ikisini de yavaş yavaş yutarken onlar aşklarının her şeyin üstesinden geleceğine inanmaya devam eder. Çünkü delice bir aşktır onlarınki. Ya da belki sadece delilik…


Sunday, February 8, 2015

İnceleme: Batman, Baykuşlar Divanı


Kitap: Batman, Baykuşlar Divanı (Vol 1)
Orijinal Adı: Batman, Vol 1: The Court of Owls
Yazar: Scott Snyder
Çizer: Greg Capullo, Jonathan Glapion
Yayıncı: JBC Yayıncılık
Goodreads Puanı: 4.28
Sayfa Sayısı: 179


Batman Gotham Şehri'nin Baykuşlar Divanı ile ilgili hikayeleri duymuştu. Gölgeler içinde buluşup, bir yırtıcı gece kuşunu kartvizitleri olarak kullanan bu güçlü örgütün üyeleri, Gotham'ın gerçek hükümdarlarıydı. Ancak Kara Şövalye bu hikayeleri dedikodu ve kocakarı masalı olarak değerlendirmişti. Gotham onun şehriydi.

Şimdiye kadar.

Vahşi bir suikastçı, jilet gibi keskin pençelerini şehrin en iyi, en aydın insanlarına aynı zamanda en tehlikeli ve en ölümcül olanlara saplıyıyordu. Eğer karanlık efsaneler gerçekse suikastçının efendileri, Batman'in hayal dahi edemeyeceği kadar kudretli birer yırtıcıydı - ve her yerde yuvaları vardı…


Thursday, February 5, 2015

İnceleme: Kuyucaklı Yusuf


Kitap: Kuyucaklı Yusuf
Yazar: Sabahattin Ali
Yayıncı: Yapı Kredi Yayınları
Goodreads Puanı: 4.07 (2.766 oy)
Sayfa Sayısı: 221


"Bu manasız ve yabancı hayatta bir tek şeye hakikaten sarılmış, hakikaten inanır gibi olmuştu. Bu da karısı idi. Muazzez'in varlığı Yusuf için büyük, boşlukları dolduracak mahiyette bir şey değildi, fakat onun yokluğu müthişti. Onun bu kadar sebepsiz yere, bu kadar insafsızca Yusuf'un hayatından koparılması çıldırtacak kadar acı idi. Hayatında asıl aradığı şeyin Muazzez olmadığını biliyordu, fakat Muazzez olmadan bunu aramaya muktedir olamayacağını sanıyordu."

Kuyucaklı Yusuf, Türk edebiyatının belki de en romantik kahramanıdır. Hayatın ve insanların zalimliği karşısındaki naif duruşu ile bir yandan trajik bir sona ilerlerken, bir yandan da yasadığı lirik aşk hikayesinin kahramanı olarak edebiyat tarihinde yerini almıştır.

Sabahattin Ali büyük romanı Kuyucaklı Yusuf'ta lirik ve romantik bir kahramanın yanı sıra, zalim ve ağulu bir taşra portresini bütün aktörleriyle gözümüzde canlandırır.



Saturday, January 31, 2015

İnceleme: Simyacı/The Alchemist


Kitap: Simyacı
Orijinal Adı: O Alquimista
Yazar: Paulo Coelho
Yayıncı: Can Yayınları
Goodreads Puanı: 3.76 (936.111 oy)
Sayfa Sayısı: 186


Simyacı, Brezilya'lı eski şarkı sözü yazarı Paulo Coelho'nun, yayınladığı 1988 yılından bu yana dünyayı birbirine katan, eleştirmenler tarafından bir 'fenomen' olarak değerlendirilen üçüncü romanı. Simyacı, altı yılda kırk yedi milyondan fazla sattı. Bu, Gabriel Garcia Marquez'den bu yana görülmemiş bir olay. Yüreğinde, çocukluğunu yitirmemiş olan okurlar için bir 'klasik' kimliği kazanan Simyacı'yı Saint-Exupéry'nin Küçük Prens'i ve Richard Bach'ın Martı Jonathan Livingston'u ile karşılaştıranlar var (Publishers Weekly). Simyacı, İspanya'dan kalkıp Mısır Piramitleri'nin eteklerinde, hazinesini aramaya giden Endülüslü çoban Santiago'nun masalsı yaşamının felsefi öyküsü. Sanki bir 'nasihatname': 'Yazgına nasıl egemen olacaksın, mutluluğunu nasıl kuracaksın?' sorularına yanıt arayan bir hayat ve ahlak kılavuzu. Mistik bir peri masalına benzeyen romanın altı yılda, kırk yedi milyondan fazla okur bulmasının gizi, kuşkusuz, onun bu kılavuzluk niteliğinden kaynaklanıyor. Simyacı'yı okumak, herkes daha uykudayken, güneşin doğuşunu seyretmek için, şafak vakti uyanmaya benziyor.


Wednesday, January 28, 2015

İnceleme: Sineklerin Tanrısı/Lord of the Flies



Kitap: Sineklerin Tanrısı
Orijinal Adı: Lord of the Flies
Yazar: William Golding
Yayıncı: İş Bankası Kültür Yayınları
Goodreads Puanı: 3.60 (1.257.260 oy)
Sayfa Sayısı: 261


"Sineklerin Tanrısı, günümüzde bir atom savaşı sırasında, ıssız bir adaya düşen bir avuç okul çocuğunun, geldikleri dünyanın bütün uygar törelerinden uzaklaşarak, insan yaradılışının temelindeki korkunç bir gerçeği ortaya koymalarını dile getirir. Konusu, R.M. Ballantyne'ın Mercan Adası gibi eşsiz bir mercan adasının cenneti andıran ortamında başlayan bu roman, çağdaş toplumlardaki çöküntünün, insan yaradılışındaki köklerini gözönüne sermek amacıyla Mercan Adası'ndaki duygusal iyimserlikten apayrı bir yönde gelişir. Uygar insanın yüreğinde gizlenen karanlığı deşerken Sineklerin Tanrısı; daha çok Conrad'ın kısa romanı Karanlığın Yüreği'ni andırır. Golding'in romanındaki çocuklar da başlangıçta tıpkı Kurtz gibi, uygar toplumun baskılarından uzak bir örnek düzen kurmak isterlerken, gitgide hayvanlaşır, korkunç bir kişiliğe bürünürler. Bu yönüyle Sineklerin Tanrısı'nın Mercan Adası ile öbür ıssız ada serüvenlerinden ayrıldığı en önemli nokta, ıssız ada yaşamının çetin güçlüklerini ya da mutluluğunu anlatmaktan daha çok, bir insanlık durumunu, kişiler arasındaki çatışma aracılığıyla ortaya koymaya çalışmasıdır."


Tuesday, January 27, 2015

İnceleme: Fırsatçı/The Opportunist


Kitap: Fırsatçı (Love Me with Lies #1)
Orijinal Adı: The Opportunist
Yazar: Tarryn Fisher
Yayıncı: Aspendos Yayınları
Goodreads Puanı: 4.25 (28.203 oy)
Sayfa Sayısı: 316

Kalbini sadece bir kez verebilirsin; ondan sonraki her şey ilk aşkının peşinden gelir.

Her fırsattan istifade etmesiyle bilinen sivri dilli Olivia Kaspen, akılsızca çekip gitmesine izin verdiği eski erkek arkadaşı Caleb Drake ile şans eseri karşılaşınca kendisini ilk aşkıyla ikinci bir şans isterken bulur.

Caleb'ın hafızasını kaybettiğini öğrenen Olivia, onu geri kazanmak için ne kadar ileri gidebileceğine karar vermelidir. Ancak gerçek kimliğini ve kötü geçmişlerini gizli tutmaya çalışan Olivia'nın en büyük engeli Caleb'ın kurnaz yeni kız arkadaşı, Leah Smith'tir.

Böylece bu iki hırslı kadın arasında kendilerini hatırlamayan bir adamı elde etmek için girdikleri vahşi bir mücadele başlar. Ama çok geçmeden Olivia, bir zamanlar kendisinin olanı almak için savaşırken yalanlarının sonuçlarıyla yüzleşmek zorunda kalır.

Peki, aşk her şeyi affeder mi?


Monday, January 26, 2015

İnceleme: Labirent:Ölümcül Kaçış/The Maze Runner


Kitap: Labirent: Ölümcül Kaçış (Maze Runner #1)
Orijinal Adı: The Maze Runner (Maze Runner #1)
Yazar: James Dashner
Yayıncı: Pegasus Yayınları
Goodreads Puanı: 4.02 (353,657 oy)
Sayfa Sayısı: 408


Thomas bir asansörde uyandığında hatırlayabildiği tek şey ismidir. Ailesini, evini veya oraya nasıl geldiğini anımsamamaktadır. Zihni bomboştur.

Asansörün kapıları açıldığında Thomas kendini Kayran isimli, devasa taş duvarlarla çevrili geniş bir alanda ve burada yaşayan çocukların arasında bulur. Tıpkı Thomas gibi Kayranlılar da oraya neden ve nasıl geldiklerini bilmemektedir. Tek bildikleri çevrelerini saran labirente çıkan taş kapıların her sabah açılıp her akşam kapandığı ve her otuz günde bir aralarına yeni bir çocuk katıldığıdır.

Kimse Kayran'da kalmak istemese de kurtulmak imkânsız görünmektedir. Yine de Thomas'ın içinde bir his, çıkış yolu bulabileceğini söylemektedir. Ama bunun için zihninin derinlerinde yatan sırları açığa çıkararak labirentin gizemini çözmesi gerekecektir.