Friday, July 26, 2013

Blog Tur: Hiç Olmamış Gibi Yapalım. Alıntılar - Yorum



Kitap: Hiç Olmamış Gibi Yapalım
Özgün Adı: Let's Pretend Thats Never Happened
Yayıncı: Yabancı Yayınları
Sayfa Sayısı: 417
Goodread Puanı: 3.96 (41,378)

Hiç Olmamış Gibi Yapalım 

Bu kitapta her şey var, aklınıza ne gelirse...
Ve ne gelmezse!

"Bu kitap şaşırtıcı bir keşifle ilgili; korkutucu biçimde insani anların -sanki hiç olmamışlar gibi yapmayı tercih ettiğimiz anların- aslında bizi bugün olduğumuz kişiye dönüştüren anlar olduklarının keşfi. Hayatımın en iyi hikâyelerini bu kitaba sakladım."

Forbes dergisinin "kadınlara yönelik en iyi 100 internet sitesi" listesinde yer alan bloggess.com ile dünya çapında üne kavuşan çılgın, ironik, komik ve samimi blog yazarı Jenny Lawsonın hayatından kesitler okurken "bu ne biçim hayat böyle?" diyeceksiniz. 

Son yılların en eğlenceli kitabı.
Üstelik -neredeyse- gerçek anılardan oluşuyor!

2011 Weblog ödüllerinde finalistlerden biri olan Jenny Lawsonın anılarından oluşan Hiç Olmamış Gibi Yapalım, Goodreads.comda aldığı binlerce oyla 2012nin "en iyi mizah kitabı" seçildi.

"Lawson sizi gülmekten kırıp geçirecek, hatta bazen gülmemeniz gereken durumlar olacak, çünkü cehenneme gideceksiniz bu kahkahalar yüzünden. O yüzden siz bu kitabı okumayın, en mantıklısı bu herhalde." 
Neil Gaiman




İnceleme: Göz/Carrie



Kitap: Göz
Yazar: Stephen King
Yayıncı: Altın Kitaplar
Sayfa Sayısı: 237
Goodreads Puanı: 3.81 (153,386 oy)



Korku romanlarına yepyeni bir soluk getiren Stephen King, bu yapıtında intikam duygusuyla yanıp tutuşan, telekinetik güçlere sahip, Carrie White'ın öyküsünü sergiliyor... Korkuyla buluşun, kâbusu yaşayın.

"Ürkütücü ve korkunç!. bu romanı elinizden bırakamayacaksınız." 
Chicago Tribune 
"Kanınızın donduğunu hissedeceksiniz..." 
New York Times 
"Tüyler ürpertici ve korku dolu!" 
Pittsburgh Post Gazette

Wednesday, July 24, 2013

Bir Alışveriş Yazısı: Yeni Kitaplar&Kesin bir Güncelleme

Uzun bir alışveriş listesiyle kitapçıya gittim bugün. Listemde kesin olan bir isim vardı: Neil Gaiman. Son iki alışverişimi yaptığım Ayışığı Kitabevi'nde Gaiman kitaplarının olmadığını biliyordum, ben de bitişiğindeki, daha önce de birçok kez alışveriş yapmış olduğum Divit Kitabevi'ne gittim. Hazır girmişken bütün alışverişimi oradan yapayım dedim, listemin biraz dışına çıkarak dört tane kitap almış bulundum şöyle:


Tabii benim hiçbir alışverişim olay çıkmadan bitmez ya, ablamın istediği bir kitap Divit'de bulunmadığı için Ayışığı'na girdim. Kasadaki, çevremdekilerin hiç haz etmediği adam, elimdeki sayısız torbanın arasından Divit torbasını seçince bir değişti. (Hatırlarsanız, şu yazımda da yakınmıştım Ayışığı'ndan) Kendisinden pek haz etmediğimden durumu önemsemedim ve kitabın ismini söyledim. Bir önceki alışverişimde elimde Ayışığı torbasıyla Divit'e girmiş, daha önceleri Divit torbasıyla başka kitapçılara girmiştim, çalışanların yüzünden gülümsemenin düştüğüne hiç şahit olmamıştım. Zaten eğer Barlar Sokağını gören varsa bilir, bütün kitapçılar yan yanadır, çoğu da birbiriyle beraber çalışır. 

Neyse. Adam kasaya geçince doğrudan "Üyelerimiz ilk bizi tercih eder, eğer kitabı bulamazsa başkalarına gider. Hiç kimse önce başkasına uğramaz, başkasına bakmaz, yapmayacaksınız bunu. Bizim üyemiz değiller o zaman" diye başladı. Hadi yakın da, diklenme. Direk böbürlenmeye başlayıp bana kafa tutunca şalterler de attı tabii. Yaşanan ufak bir tartışmadan sonra adam, "Başkasına gidenlere indirim yapmıyoruz zaten, gelmeniz de gerekmiyo" tarzında bir şeyler homurdandı. Annem de direk, indirime ihtiyacımız yok alın çekin şurdan diye attı kredi kartını önüne. Adam da üyelik kartına bakıp "zaten daha önce de 13 liralık alışveriş yapmışsınız" diye küçümsedi. Ki oradan iki alışveriş yaptım, 100 lirayı geçmiştir ödediğim miktar. Sonra yine tartışma yaşandı. Adam sorduğumuz kitabın baskısının tükendiğini, artık basılmadığını, sadece onlarda bulunduğunu belirtti bir de. Kitabı almadan çıktık. Bir daha gelmiyoruz deyince de 'sizce ihtiyacımız yok' tavırlarına girdi. Adam resmen yanındaki esnafın ayağını kaydırmaya çalışıyor, bir de müşteri kovuyor böbürleniyor. Sen benim yaptığım alışverişe nasıl laf edebilirsin ki? Zaten şehirde kitapçıya giden işi sayısı kısıtlı, bir de bizi beğenmiyor. Bu da yetmezmiş gibi, ablamın aradığı kitap için Gökay Kitabevi'ne girdiğimde tanımadığım bir numara aradı. Açtım, "Deniz Hanım, sizde iki tane üyelik kartı bulunuyomuş canım onu bize getir bize aitler.... lak lak lak" söyledi bir şeyler. Yüzüne kapattım, kartları da yanındaki çöpe attım. Asıl aklımdan geçen  kartları yüzüne fırlatmak ya da önüne geçip yırtmaktı ama bu sıcaklarda bir kavga çekemeyecektim. Gökay Kitabevi'de aynı kitabın 2013 basımın henüz yapıldığını, bir iki gün içinde dağıtıma çıkağını ve önümüzdeki günlerde istersek oradan alabileceğimizi söyledi. Aynı yazarın başka bir kitabıyla ayrıldım oradan, yüzümde bir gülümsemeyle.

Yani sonuç olarak, kendim için dört tane güzel kitap aldım. Hem de liste fiyatı 93 TL olan dört kitabı 70 TL ye aldım. Hem de Divit'ten aldım. Çanakkale'deyseniz, Gökay'dan, Divit'ten, Troya'dan alışveriş yapın ama Ayışığına gitmeyin. Son sözümde budur. Sinirlendirdiler beni.

Ne Okuyorum?


Tuesday, July 23, 2013

Fragman Alarmı: Ateşi Yakalamak

Görüp çoktan izlemişleriniz vardır, ama ben haberi olmayanlar için yazayım. Açlık Oyunları'nın devam filmi, Ateşi Yakalamak'ın ikinci fragmanı çıktı! Şimdi izleyip krize girebilirsiniz.

Açlık Oyunları'na ölüp biten biri olarak tepkim nasıldı?

Fragmanın çıktığı haberini alınca hemen telefondan açtım youtube'u. Hayatımda hiç bu kadar acı çektiğimi hatırlamıyorum. Bulunduğum yerden, internete 2G hızıyla (yavaşlığıyla) giriyordum ve fragmanı bir an önce izlemem gerektiğinden çıldırdım. İzlerken ise bir elim kalbimde, ağzım açık, beynim yarı çalışır bir halde idi. Ve arkadaşlar, BU FİLM ÇOK SÜPER BİR ŞEY OLACAK. 

Büyük ihtimalle sinemada film başlarken heyecandan öleceğim. Her şeyiyle çok, çok güzel görünüyor. O gelinlik, Snow ve Plutarch, yeni haraçlarımız... Ve arkadaşlar Katniss'in o arenayı görünce ki yüz ifadesi diyorum başka bir şey demiyorum. Jennifer, kim ne derse desin sana hastayım ya. 

“I can only form one clear thought.

This is no place for a girl on fire.” 

Bir şey söylemek istiyorum, acaba bizi çıldırtmak için mi Finnick'i bu kadar az gösteriyorlar? Diğer haraçları göster uzun uzun onu gösterme, olacak iş mi? Gerçi fazla gösterirlerse de kalbim dayanmayacak, saniyelik gösterimde bile gidiyordum.



İlk fragman için yazdığım Ateşi Yakalamak Günü adlı yazımı buradan okuyabilir, muhteşem fragmanı hemen altta izleyebilirsiniz. Ben de en iyisi şu kitabı bir daha okuyayım.


                                     








İnceleme: Gölge ve Kemik/Shadow and Bone




Kitap: Gölge ve Kemik (The Grisha #1)
Yazar: Leigh Bardugo
Yayıncı: Martı Yayınları
Sayfa Sayısı: 381
Goodreads Puanı: 4.13 (20,281 oy)



Onu yalnızca geçmişi… geleceği ise bir tek o kurtarabilir…

“Bekle!” diye sesimi yükselttim ama o çoktan arkasını dönmüştü. Kolunu tuttum, bizi izleyenlerden gelen şaşkınlık dolu seslere aldırış etmedim. “Bir yanlışlık olmalı. Ben… düşündüğünüz gibi…” Yavaşça bana dönüp kolunu tutan elime ters ters bakınca sustum. Elimi çektim ama öyle hemen geri adım atmayacaktım. “Ben düşündüğünüz kişi değilim,” diye fısıldadım çaresizce.
Karanlıklar Efendisi biraz daha yakınıma geldi, sadece benim duyabileceğim bir sesle, “Kim olduğunu bildiğini hiç sanmıyorum!” dedi.


“Zengin fantastik öğelerle oluşturulmuş bir dünya, büyüleyici kurgu ve sizi kendine bağlayan duygusal bir kanca gibi… Sayfaları çevirirken kendinizden geçecek, final sahnesinde tüm tahminleriniz yanlış çıkacak ve doruk noktasında alnınızdan vurulmuşa döneceksiniz!”
Horn Book Magazine


Sunday, July 21, 2013

Söyleşi: Ruta Sepetys

  Ruta Sepetys ile kurduğum iletişimden daha önce bahsetmiştim, ancak söyleşiyi çevirecek vakti bulamamıştım bugüne kadar.





Merhaba Deniz,
Düşünceli soruların için çok teşekkür ederim. Cevaplarımı altta bulabilirsin
İçten teşekkürlerimle, Deniz!
Ruta


Ben: Merhaba Ruta, öncelikle sorularımı yanıtlamayı kabul ettiğin için teşekkür ederim.
Kitabın konusuyla başlamak isterim; Gri Gölgeler Arasında’nın gerçekten derin bir konusu var, seni kitabı yazmaya teşvik eden neydi?

Ruta Sepetys: Birkaç yıl önce aile üyelerimin Sibirya’ya sürgün edildiğini öğrenim. Stalin’in sürgünleri nadiren tartışılır böylece ben de hikayenin bu parçasına ses vermek istedim.

B:Kitabın konusu nedeniyle ağır bir yetişkin kitabı olmaya elverişli. Gençler için yazmanın ya da genç birinin ağzından yazmanın özel bir nedeni var mı?

RS: Genç okurlar derin düşünürler ve  duygusal ögeleri adamakıllı bir şekilde kavrarlar. Biz tarihin trajik bölümlerini okurken onlardan daha iyi bir gelecek için umut yaratmayı öğrenebiliriz. Gelecek genç bireylerin elinde ve ben onlara kitap yazmaktan onur duyuyorum.

B:Kitabı yazarken birkaç kez Litvanya'ya seyahat ettiğini öğrendim, araştırmalar zorlu muydu?

RS: Bu çok zordu. Tarihin bu bölümü 50 yıldır bir sır olarak kaldı. İnsanların bu anıları hatırlaması ve benimle paylaşması onlar için duygusal bir şekilde travmatik idi. Bazı kişiler dehşete düştü ve bazıları ağladı. Onlar ağladığında, ben ağladım. Bu aşırı derecede duygusaldı ve beni kalıcı olarak değiştirdi.

B:Biraz da karakterlerden bahsedelim, birçok yazar baş karakterlere kendinden bir parça ekler, senin Lina'yla aranda benzerlikler var mı?

RS: Hayır, Lina bir süper kahraman. Lina benim olabileceğimden çok daha cesur. Ve ben hiç mi hiç resim çizemem. Keşke Lina gibi olasaydım!

B:Andrius'un muhteşem bir karakter olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Tanıdığın birinden mi esinlendin yoksa hayal gücünün bir parçası mıydı?

RS: Andrius benim tanıdığım birinden esinlenildi yani o benim için çok “gerçek” bir karakter. O benim hayal gücümden değil. Yani kızlar- Andrius orada bir yerlerde! J

B:Benim en sevdiğim karakterler Andrius ve Kretzsky idi. Ve biraz da Bay Stalas. Senin kendine yakın bulduğun, yazarken çok sevdiğin karakter hangisiydi?

RS: Favori karakterlerimden biri Kretzsky. Kretzsky aracılığıyla vahşet ortasında insanlığın silüetini görüyoruz. Acımasız bir ortamda nezaket göstermek gerçek bir cesaret. Ve bir şekilde, Kretzsky’nin kendisi bir mahkumdu.

B:Kitabı okurken yer yer çok hüzünlendim, aynı zamanda içimdeki umut kırıntısı hiç eksilmedi. Sen de bu tarz kitaplar mı okumayı seversin?

RS: Evet! Umut ve kalbin ip uçlarını taşıyan hüzünlü ve karanlık kitapları seviyorum. Sevgiyi ve kaybı (ölümü)yaşamak dünyadaki yolculuğumuzu derinleştirir ve neyin önemli olduğunu görmemizi sağlar.

B:Gri Gölgeler Arasında ilk kitabındı, tepkiler nasıldı? Ne tür deneyimler yaşadın?

RS: Kitaba gelen olumlu tepkiler yüzünden çok mahcup olmuştum. Kısaca fantastikti. Kitap şu an 43 ülkede yayımlandı ve 26 dile çevrildi. Düzinelerce ülke gezdim, okuyucularla tanıştım ve kitabı tartıştım. Bu gerçekleşen bir rüyaydı ve ben yazımı destekleyen okuyuculara çok minnettarım!

B:Seni ileride bu tür tarihi ve muhteşem bir kitapla mı göreceğiz yoksa aklında değişik projeler mi var?

RS: Evet, tarihi kurguları seviyorum ve şu anda peşinde koşmak istediğim bir tür. Tarih sırları tutar ve gizlenmiş detayları su yüzüne çıkarmak çok heyecanlı!

B:Yazar olmak senin için zorlu bir iş mi? Yazar olmak isteyenler için verebileceğin bir kaç tavsiyen var mı?

RS: Yazmak kesinlikle zorlu bir iş ama aynı zamanda inanılmaz bir şekilde ödüllendirici. Bir hikayedeki yaratıcı süreçle bütünleşmekten daha çok sevdiğim bir şey yok. Bunu okuyup yazar olmak isteyenlere tavsiyem:

a.)  Bir hikayenin anlatım metotlarını ve tanıdığınız seslerin yazım biçimini belirlemek için çok kitap okuyun.

b.)  Bir yazı grubuna katılın ve diğerlerinin sizin çalışmalarınızı okumasına izin verin. Aynı yazı grubunun neredeyse on senedir parçasıyım ve grup üyelerim sayfalarımı okuyan ilk kişilerdir Bir desteğe sahip olmak yazı yazarken çok yardımcı bir unsur.

Ben:Bir kitabı yazman ortalama ne kadar sürüyor? Belli bir yazı takvimin var mı?

RS: Araştırma yapmak iki yılımı, kitabı yazmak da bir yılımı alıyor. Sabah erken saatte ve gün boyu yazmayı tercih ediyorum, akşam da gözden geçiriyorum. Yazmayı en sevdiğim yer  ailemin ülkedeki kulübesinin bahçesi. Resimlerini burada görebilirsiniz:
http://schoollibraryjournal.tumblr.com

B:Biz Türk okurlar olarak seni çok sevdik! Hiç Türkiye'ye geldin mi ya da gelmeyi düşünüyor musun? Kitabımı imzalamanı çok çok isterdim.

RS: Neredeyse  50 tane ülkeyi ziyaret ettim ama hiç Türkiye’de bulunmadım. Orayı ziyaret etmek benim kesinlikle bir hayalim. Bir sonraki yıl için Avrupa’ya birkaç gezi düzenleyeceğim ve gerçekten umuyorum ki Türkiye’ye de gelebileceğim. Bütün okurlarıma yüz yüze teşekkür etmek ve kitaplarını imzalamak isterim!

B:Son olarak, buradaki okurların için söylemek istediğin bir şey var mı?

RS: Türk okurlarıma - Stalin’in terörüne maruz kalmış milyonlarca insan ve ailem adına, tarihin bu parçasını karanlıktan çıkarmama yardım ettikleri için teşekkür ederim. Karakterler ve hikayeler sayesinde, tarihsel istatistikler(klasikleşmiş olgular çn.) ete kemiğe büründü ve aniden biz hiç tanışmadığımız kişileri önemsemeye başladık. İşte bu kitapların gücü! Okuduğunuz için teşekkür ederim ve umuyorum ki ÇOK yakında Türkiye’de buluşacağız!!


Ayrıca Ruta, sonraki konuşmalarımızda Gezi Parkı olaylarını kocasıyla beraber televizyondan takip ettiğini, olayların korkunç olduğunu belirtti.

İnceleme: Aynı Yıldızın Altında/The Fault In Our Stars




Kitap: Aynı Yıldızın Altında

Yazar: John Green
Yayıncı: Pegasus Yayınları
Sayfa Sayısı: 317
Goodreads Puanı: 4.52 (281,588 oy)


Hayatın Anlamını Bulmanın, Âşık Olmanın Ya Da Alınan Her Nefesin Farkına Varmanın Öyküsü... 

On üç yaşında, IV. derecede tiroid kanseri konan Hazel, on dört yaşında tıbbi bir mucize ile ciğerlerindeki tümör küçülmüştür… şimdilik.

Mucizeden iki yıl sonra, onaltı yaşındaki Hazel, uzun süre yaşayabilecek olsa da (bu her ne demekse), oksijen tankına bağlı olarak ve tümörlerin sürekli ilaçla baskı altına alındığı bir hayata devam etmektedir.

Ve Augustus Waters sahneye girer. Eşleşme kanserli çocuklara destek grubunda yapılmıştır, Augustus yakışıklıdır, hastalığı remisyon evresindedir ve Hazel’ı şaşırtan bir şekilde onunla ilgilenmektedir. Augustus ile birlikte olmak, beklenmedik ve uzun süredir ihtiyaç duyulan bir yolculuktur; Hazel’ı hastalığı ve sağlığı, yaşamı ve ölümü yeniden gözden geçirmeye zorlar ve onu ve herkesin arkasında bıraktığı mirası tanımlar.

Ödüller;

TIME dergisi, 2012’nin En İyi Romanı
Goodreads, 2012’nin En İyi Genç Yetişkin Kitap Ödülü
New York Times’ın En Çok Satanlar Listesinde #1
Wall Street Journal’ın En Çok Satanlar Listesinde #1
Amazon’un En Çok Satanlar Listesinde #1
Indiebound’un En Çok Satanlar Listesinde #1



Friday, July 19, 2013

İnceleme: Son Fedakarlık/Last Sacrifice



Kitap: Son Fedakarlık (Vampir Akademisi #6)
Yazar: Richelle Mead
Yayınevi: Artemis Yayınları
Sayfa Sayısı: 559
Goodreads Puanı: 4.50 (89. 466 oy)

CİNAYET. AŞK. KISKANÇLIK. VE SON BİR SEÇİM. ÖLÜM MÜ, AŞK MI?
Rose Hathaway oyunu her zaman kendi kurallarıyla oynamıştı. En yakın arkadaşı ve yaşayan son Dragomir Prensesi Lissa’yla St. Vladimir Akademisi’nden kaçarak kuralları çiğnemişti. Büyüleyici öğretmeni Dimitri’ye aşık olarak kuralları çiğnemişti. Moroi dünyasının lideri, Kraliçe Tatiana’ya karşı gelme cesaretini göstererek, gelecek dampir nesillerini korumak adına hayatını ve saygınlığını riske atmaktan çekinmemişti. Ancak bu kez kanun, pençesini Rose’a geçirdi. Hem de işlemediği bir suç için. Üstelik cezasının infazını önleyebilecek bir tek kişi var ve Rose onu bulmak için hem Dimitri’nin hem de Adrian’ın yardımına muhtaç. Ama zamanı azalıyor. Ölüler dünyası onu tüm gücüyle geri isterken Rose’un şansı gitgide zayıflıyor. Esas önemli soru şu; tüm hayatınızı başkalarını kurtarmaya adamışsanız sizin hayatınızı kim kurtarabilir? Rose, Dimitri, Adrian ve Lissa’yı yalnız bırakmayın.



Tuesday, July 16, 2013

Bu yaz günlerinde...

...ne okuyorum?



Hiç Olmamış Gibi Yapalım
Jenny Lawson

Çılgın bloggerın yaşamını anlatan Goodreads ödüllü, 417 sayfalık kitap gayet güzel gidiyor. Kahkahalar attım bolca, ama dendiği kadar var mıymış yorumda göreceğiz.








Son Fedakarlık
Richelle Mead

Bir seriyi daha sonlandırıyorum. Kendimi Kanbağı'nın varlığıyla avunduruyorum artık. Yine de Mead, Sydney yerine başka bir simyacıyla devam etseydi daha mı iyi olurdu diye düşünmeden edemiyorum. 559 sayfalık kitabın 244. sayfasındayım, sonu gelmesin istiyorum.





Naruto: Rüya Uğruna
Masaşi Kişimoto

Yeni başladım ve çok sevdim. Uzun zamandır Naruto'nun mangasını okumak istiyordum, gayet eğlenceli. Manga okumak isteyen herkese tavsiye edilir.






...ne izliyorum?


Pretty Little Liars

Uzun zamandır dizi izlemiyordum, ilk başlangıcı PLL'nin 4. sezonuyla yapayım dedim. İlk başlarda nefret ettiğim Spencer şu anda favorim. Dizi kitapla bir gitmiyormuş anladığım kadarıyla, seriyi okumayı da istiyorum. Arada liseyi-podyuma-dönüştüren-salak-kızlar havalarına girse de özellikle bölüm sonlarında gerilimi yüksek bir dizi. Keyifle izleniyor.




Fullmetal Alchemist 


Neden daha önce izlemediğimi anlayamadığım anime. Daha 5. bölümdeyim (Anime 51 bölüm olunca başlangıç oluyor) ama daha şimdiden bağlandım diyebilirim. Mangası da yakında raflarda olduğuna göre hayatı güzel sayabiliriz.







Highschool of the Dead

The Walking Dead'in liseli anime versiyonuna hoş geldiniz! Aslında daha çok, 28 Days Later'ınki de diyebiliriz. Animenin müziklerinin çok iyi olmasının yanı sıra, 28 Days Later'ın soundtrack'inin kullanılmış olması da gözümden kaçmadı. İlk bölümde melodiyi duyunca ister istemez güldüm. Animenin güzel olmasına rağmen gereksiz seviyedeki ecchi sizi sıkabilir, demiş olayım. Bir de adını unuttuğum okul hemşiresi sıkabilir. Örneğin benim canımı feci şekilde sıkıyor. En kısa zamanda bir zombiye yem olması dileği ile.




Hani Facebook'ta iş yoktu?



Yenibiris.com’un yeni uygulamasını duydunuz mu? Facebook profiliniz üzerinden bir tıkla bağlanacağınız insankaynaklari.com, profesyonel iş ağı oluşturarak size en uygun işi, en kısa sürede sunmakla görevli!

Facebook, sizin de dahil olduğunuz, 32 milyon kişinin üye olduğu geniş bir sosyal ağ! Bu sosyal ağda arkadaşlarınız, arkadaş olmak istedikleriniz, çalışmak için hayalini kurduğunuz şirketler de var! Peki çalışmak istediğiniz şirketlere tek tıkla ulaşmak istemez misiniz?
Biliyorsunuz iş bulmak isteyenler için en önemlisi, çalışmak istedikleri şirketlerdeki kişilerle nasıl bağlantı kuracaklarıdır… İnsankaynaklari.com sayesinde Facebook profilinizden istediğiniz bilgilerle oluşturduğunuz profilinizle çalışmak istediğiniz şirketlere “şimdi başvur”u tıklayarak iş başvurusu yapabilirsiniz. Diyelim ki çalışmak istediğiniz şirkette bir arkadaşınız çalışıyor. Onun aracılığıyla ulaşmak istediğiniz kişiye “Tanıştırılma talebi” yollayabilir, birinci ve ikinci dereceden bağlantınızın yardımıyla işi siz alabilirsiniz! Bağlantılarınızdan referans ve rozet talep ederek profilinizi sahip olduğunuz özelliklerle donatabilirsiniz. Tamamen ücretsiz bir uygulama olan insankaynaklari.com hem işveren hem de iş arayanlar için yepyeni fırsatlar sunuyor! Siz de insankaynaklari.com’a gelin, size en uygun işi kolaylıkla bulun. İnsankaynaklari.com ile iş bulmak artık daha kolay!

www.insankaynaklari.com

Bir bumads advertorial içeriğidir.

Saturday, July 13, 2013

Hayrola yoktun buralarda?

        Bu seferki yazı biraz kapsam dışı, ama bilgilendirmek istedim sizi. Fark etmişsinizdir belki, tur takvimini yayınlamama rağmen turdaki görevlerimi paylaşmadım burada. Bunun nedeni turun başladığı gün bir trafik kazası geçirmiş olmam. Birkaç mesaj aldım 'nerelerdesin?' diye, ona itafen yazayım dedim. Bugün dönebildim sahalara. Bomba gibi bir turla, yeni yorumlarla geleceğim yakında. Siz tura göz atmayı unutmayın!
Bol kitaplı günler.

İnceleme: Ben Ölene Kadar/Until I Die


Kitap: Ben Ölene Kadar (Die For Me #2)
Yazar: Amy Plum
Yayınevi: Akılçelen Yayınları
Sayfa Sayısı: 352
Goodreads Puanı: 4.23 (9.947 oy)


Ben Ölene Kadar 

O, Aşkı İçin Ölmeye Değil, Ölmemeye Söz Verdi 

Vincent, kollarını bedenime sarmadan evvel bakışlarımı yakalamaya çalışıyordu. "Seni kaybetmekten çok korkuyorum," dedi, dudaklarının arasından çıkan nefesiyle saçlarımı okşayarak. "Ve o kadar basit ki, Kate. Tek bir hata yapıyor ve sonsuza kadar yok oluyorsun."

Amy Plum, paranormal üçlemesinin ikinci kitabı olan Ben Ölene Kadarda Vincent ile Kate'in aşkları uğruna verdikleri mücadeleyi ele alıyor. 

Vincent bu kez aşkı için yaşamaya yemin etmiştir. Bu karardan memnun olan Kate, Vincentın doğasına aykırı işlere girişmiş olmasından dolayı da rahatsızdır. Yaşadığı karmaşayı bir çözüme kavuşturmaya ve sevgilisini ölümlü bir insana dönüştürmeye karar veren Kate, bilmeden kendini büyük bir tehlikenin kucağına atar. 

Vincentın başı da beladadır. Onu ve tüm ırkını yok etmeye çalışan ölümsüz ve tehlikeli düşmanlara karşı amansız bir savaşı sürdürürken, bir yandan da bir geri dönen olduğunu öğrenen Katein dedesine karşı koymaya çalışmaktadır.

Ölmemeye söz veren Vincent, hayatta kalmayı başarabilecek mi? 

Paranormal üçlemenin ilk kitabı Benim İçin Öl ile büyük bir başarı yakalayan Amy Plum, serinin ikinci kitabında da soluk soluğa okuyacağınız bir heyecan fırtınası sunuyor.

Akılçelen Kitaplar, Parisin muhteşem dekorunun yanı sıra iki dünya savaşının insanlara yaşattığı acıların yansımalarının da yer aldığı ve okurların yeni tutkusu olan bu üçlemenin ikinci kitabını sizlere sunmaktan gurur duyuyor.



Monday, July 8, 2013

Gizemli Ev Blog Tur

9 Temmuz

Kapaklar - Yorum: http://kitapkiz.blogspot.com/

10 Temmuz
Alıntılar - Yorum: http://yorumduragi.blogspot.com/

11 Temmuz
Uyarlanan Filmler - Yorum: http://colorful-book.blogspot.com/

12 Temmuz
Karakterler Aramızda: http://kitapkiz.blogspot.com/
Kitaba İlişkin Fotoğraflar - Yorum: http://buyulukitaplik.blogspot.com/

13 Temmuz
Türler Arası Karşılaştırma - Yorum: http://all-about-books-n-books.blogspot.com/
Video ve Kulaktan Kalbe: http://yorumduragi.blogspot.com/



Sunday, July 7, 2013

İnceleme: Elit/The Elite



Kitap: Elit (The Selection #2)
Yazar: Kiera Cass
Yayınevi: DEX
Sayfa Sayısı: 288
Goodreads Puanı: 3.97 (18,896 oy)



Sarayda 6 kız... Savaş kızışıyor.


"Babamdan gelen mektubu ellerimde tuttum.Aspen'in prenses olamayacağımdan emin oluşu aklıma geldi.Halk oylamasında en sonuncu olduğumu hatırladım.Maxon'ın haftanın ilk günlerinde verdiği şifreli sözü düşündüm...Gözlerimi yumdum ve kendimi yokladım.Bunu gerçekten yapabilir miydim?Illéa'nın yeni prensesi olabilir miydim?"
Saraya 35 kız girmişti, şimdi 6 kız var.Ve artık Elitler Prens Maxon'ın aşkını kazanmaya çok daha kararlı.
Zaman America'nın aleyhine işliyor. Biran önce karar vermeli.
Çocukluğundan beri birlikte gelecek hayalleri kurduğu Muhafız Aspen mi?
Yoksa nefes kesici romantizmiyle başını döndüren Prens Maxon mı?
Kimi seçerse seçsin, aklı diğerinde kalacak.
Ve Asi Kuzeyliler bu peri masalının mutlu sona
ulaşmaması için ellerinden geleni yapacak.


Saturday, July 6, 2013

İnceleme: Oniki/Twelve




Kitap: Oniki (Danilov Beşlemesi #1)
Yazar: Jasper Kent
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 526
Goodreads Puanı: 3.50 (1.013 oy)


Napoléon, Rusya seferinde dayanılmaz kış koşullarına mı yenildi, yoksa işin içinde başka güçler de var mıydı?
Rusya 1812 sonbaharında başa çıkılmaz bir düşmanla karşı kar¬şıyadır: Napoléon Bonaparte’ın Büyük Ordu’su. Rus şehirleri Fran¬sızlara birer birer teslim olmuş, İmparatorluğun kalbi Moskova’yı kurtarmak ancak bir mucizeye kalmıştır. Bir grup üst rütbeli Rus asker, son çare olarak Opriçniki adı verilen, Hıristiyan Avrupa’nın uzak köşelerinde efsane olmuş on iki savaşçının yardımına başvurur. Sadece geceleri ve yalnız başlarına savaşan çete, koca bir savaşın kaderini değiştirir. Ancak Yüzbaşı Aleksey, çetenin yolu üzerindeki ölüm haberlerinden şüphelenir. Asıl karabasanın henüz başlamadığını kısa sürede anlayacaktır…


"Gerçek tarihî olaylar, sınırsız fantezi ve hiç eskimeyen halk hikâyeleri. Roman, esrarlı olayları, dehşet duygusunu ve tarihi inanılmaz bir ustalıkla birleştiriyor.”Fantasy Book Review

“Tarihî romanla kara fantezinin kusursuz bir bileşimi, benzersiz bir gerilim.”Lisa Tuttle, The Times

“İnsan olmayan varlıkların yarattığı dehşetin, insanların yarattığı dehşeti vurguladığı bir roman.”New York Times Book Review


Thursday, July 4, 2013

Yine Sürpriz Bir Alışveriş: Hiç Uslanmıyorum.

   
  Son yazdığım alışveriş yazsında yakınmıştım gittiğim kitapçıdan bayağı, kazıklandım, hasarlı kitap aldım diye. Bir de sakın alışveriş yapmayın oradan demiştim.Ne var ki ben, hiç uslanmıyorum.
Bir yakınım oradaki 3 Kitap 20 TL kampanyasından bahsediyordu. Bir şans verip bakayım diye girdim, aklımda olmayan ne varsa aldım çıktım. Şaka gibi.

       Bu sefer farklı bir adam vardı, yakından ilgilendi yardımcı oldu. Yardımcı derken, "Bakın şu da var, şu yayınevini kitapları geldi yeni şunlara da bak şunlarda var bak!" diye. Tabii çıkamam ben kitapçıdan, uzun bir süre konakladım. Neyse ki bu sefer kazıklanmadım! Ama hiç hesapta olmayan üç kitap, iki manga aldım. Bir kitap bir de çizgi roman dergisi gibi bir şey hediye ettiler. Geçen alışverişin telafisi olarak sayıyorum.

    Aldığım kitaplar bunlar idi. Aynı Yıldızın Altında hariç diğerleri aklımın ucundan bile geçmiyordu. Oraya gittiğimde sipariş listemde bütün kitaplar aklımdan uçtu, gördüklerimi aldım diyebilirim. 
Aynı Yıldızın Altında'nın satış fiyatını bilmiyorum ama ben 19 TL'ye aldım. Gölge ve Kemik ve Son Fedakarlık Kitaplarında toplamda 5 TL indirim yapıldı. Büyük ihtimalle, internetten alsam daha ucuza gelecekti ama bir talihsizlik sonucu kredi kartım online işlemlere kapatılmak zorunda kaldı. Bir süre buradan idare edeceğiz. 



  Başka bir sürpriz ise mangalardı. Hiç aklımda yoktu, bakayım derken yanıma bir kız geldi ve kısa bir konuşma geçti aramızda. Naruto'yu önerdi bana, kesinlikle okumam gerektiğini söyledi. Aslında almayacaktım ama annem almamamı istedi. (Tam tersi olması gerekiyordu sanki?) Ben de ilk iki cildi almış bulundum. Gemideyken de başladım, yarıladım bile! Hatta ayraç bulamadım, annem arasına bir fiş koydu. Bu ikisini de 4 TL'lik bir indirim ile aldım. Yorumunu yapsam mı, yoksa ikisini birlikte mi yorumlasam bilemedim. Tavsiye verseniz iyi olur.




       Kitap alışverişinden önce de Sinema dergisini almıştım. Bu ayda süper. Her ay almaya çalıştığım sayılı dergilerden. -Blogda da öründüğü gibi- sinema ile yakından ilgilendiğimden, bayılıyorum bu dergiyi okumaya. Bu ayda doğ dolu. Ağustos ayında (Belki de eylül sayısında) Kemikler Şehri'ne yer verirler umarım!



İki hediye verdiklerini söylemiştim. Onlar da şöyle:




        Kaplan! Kaplan! için heyecanlandım doğrusu. Kitabın başında bir Neil Gaiman yazısı bulunması bile okumak için yeterli.

     Aldığı kitaplar kısa bir süre beklemede kalacak, ama bundan sonra ne okumama ve ne yorumlamama karar vermek isterseniz sağ üst köşede bulunan ankete katılmayı unutmayın!
Esenle kalın, kitaplı günler.


Wednesday, July 3, 2013

"Ne Okuyorum ve Siz Ne Okumamı İstersiniz"

             Düşüş'ten sonra, biraz farklı bir şeyler okumak istediğime karar verdim. Sonsuza kadar YA okunmaz ya, başlayayım dedim Oniki'ye 526 sayfalık kitabın 332. sayfasında bulunuyorum ve bol övgülü bir incelemegelecek sanıyorum. Tuhaf olan, herhangi bir kitapta yaklaşık on beş alıntı işaretlerken bu kitapta henüz üç tane işaretlemişim. Bunun sebebi ise işaretleyeceğim yerlerin iki sayfada bir, bütün sayfa olması olabilir tabii. 

           Neyse, zaten inceleme de her şeyi yazacağım ama benim size bir sorum var:
Oniki'den sonra blogda hangi kitabın incelemesini görmek istersiniz? Sağ üstte yer alan ankete katılmayı sakın unutmayın! Ek bir isteğiniz var ise buraya yorum bırakın. Sonraki alışverişimde yardımcı olabilirsiniz diye umuyorum, ankette elimde bulunan kitaplar yer alıyor.