Thursday, August 14, 2014
İnceleme: Aldığım Her Nefeste/Every Breath You Take
Kitap: Aldığım Her Nefeste
Orijinal Adı: Every Breath You Take
Yazar: Judith McNaught
Yayıncı: Epsilon Yayınevi
Goodreads Puanı: 3.81 (5.934 oy)
Sayfa Sayısı: 391
People dergisinin 'Yüreğin Kraliçesi' adını verdiği Judith McNaught, yeni romanı 'Aldığım Her Nefeste' ile Şikago atmosferine geri dönerek 'Cennet' adlı kitabındaki karakterleri ziyaret ederken, yine bir aşk ve gizem hikayesi sunuyor. Yayınevimizin. 'Cennet', 'Kusursuz', 'Mutluluk' ve 'Sen Gelmeden Önce' adlı kitaplarını yayımladığı yazar, okurunu bu romanında da hayal kırıklığına uğratmıyor.
Gökyüzüne doğru yükselen görkemli görüntüsü ve mücevher gibi parlayan vitray camlarıyla Wyatt Malikanesi, karla kaplı tepenin üzerinde kraliyet tacı gibi durmaktadır. Böyle bir görüntünün, başarı ile mutluluğu simgeleyeceği düşünülse de, Wyatt ailesi uzunca bir süredir mutsuzluğun karanlığında yaşamaktadır. Paranın gücü yaşlı Cecil Wyatt'in kayıp olan torunu William'ı bulmasını sağlayamamış, polis William'ın üvey kardeşi gizemli Mitchell Wyatt'ın bu kayıptan sorumlu olduğundan kuşkulanmaya başlamıştır.
Kate Donovan, tropik bir adada kendisine hayatının en coşkulu anlarını yaşatacak olan adamın, aynı zamanda en büyük mutsuzluğu da getireceğini bilmeden, karanlık bir karizması olan Mitchell Wyatt'a aşık olur ve bir karabasanın içine düşer. Kendini ve sevdiklerini koruyabilmek için de bu büyüleyici adama savaş açmak zorunda kalır.
Bir Judith McNaught eserini sevmeme hakkına sahip miyiz? Ciddiyim. Blog dünyasına adım attığınız an her tarafta Judith görmeye başlıyorsunuz. Herkes ona tapıyor, birilerine yazarın kitaplarını okutmak için çıldırıyor falan. Açıkçası, İçinde Aşk Saklı'yı okuduğumda (inceleme için tıklayın) ben de bu düşünceleri onaylamıştım ve yazarın bir kitabını daha okumak istediğimi belirtmiştim. Düşler Krallığı ve Aldığım Her Nefeste okumayı istediğim iki eseriydi yazarın. Düşler Krallığı'ndan hala umutlu olsam da Aldığım Her Nefeste bana göre biraz... şey... fiyaskoydu?
Bir Judith eserini sevmeme hakkına sahip miyiz diye sorma nedenim, okuduğum diğer kitabını oldukça sevmemdi. Bu nedenle diğer kitaplarının da aşağı yukarı aynı olacağını sanıyordum. Yanılmışım. Her ne kadar bu kitaba bayılanlar olsa da, ben, üzülerek bir olumsuz eleştiri yazısı yazacağım.
Açıkçası, bu yazı ne kadar sağlıklı olur bilemiyorum çünkü kitabı bitiremedim. Blog ve vlog dünyasında bitirmediği kitaplara yorum yapan bolca insan var ve bu yanlış bir şey demiyorum, değil, ama daha önce -sanırsam- yapmadığım bir şey olduğu için çekindim sadece. Bir yanım kitaba devam etmek istese de diğer yanım hiiiç istemiyor. Niye mi?
Çünkü kitap sıkıcıydı ve sonunda Kate'le oğlan evlenseler de, Kate'in üstünden buldozer geçse de, Mitchell elektrikli testereyle ortadan ikiye ayrılsa da umurumda olacağını sanmıyorum.
Kate karakteri, konu, ögeler, kısacası her şey bana göre yaratıcı değildi ve okurken sıkıldım. Çok klişe geldiğinden midir nedir bilemiyorum ama hikayeye bağlanamadım ve dediğim gibi, karakterlerin ne yaşadığı pek umurumda olmadı. Belki Mitchell karakteri, ucundan kıyısından ilgi çekiciydi ancak bu karakter bile beni hikayenin içerisine çekmeye yetmedi.
Kitabın konusundan bahsetmedim, çünkü nasıl bahsedeceğimi pek bilemiyorum. Kısaca, oldukça karışık bir aile geçmişi olan varlıklı oğlanımız Mitchell Wyatt, bir tatilde, Kate isimli bir kızla tanışır. Sevgilisinin dönmesini bekleyen Kate, yalnız olduğu zamanda tabii ki zengin, yakışıklı bir adamın çekimine karşı koyamaz.
Roman, bundan daha ileri gitmeden bıraktım. Ki uzun bir süre bundan öteye gitmedi, inanın bana. Ben bu tarz aşk romanlarından her daim hoşlanırım diyorsanız bir göz atın, belki seversiniz. Ben pek sevemedim.
Başka bir yazıda görüşmek üzere, mutlu günler!
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment