Belki fark etmişsinizdir, uzun süredir buralarda yokum. Mockingjay'in teaserı yayınlandı, Fifty Shades'in fragmanı çıktı, The Fault in Our Stars gösterime girdi ve ben tek bir yazı yazamadım... Hem de böyle çılgınca şeyler olup bitmişken... Hem de ben bunlar hakkında bir yazı bloglamak için delirirken...
Ama yazamadım. İşte bunlar hep tatil.
Aslında öyle çok da "Bir gün Bodrum oradan Lara, diğer gün Bozcaada, Belek mi? Ooh biraz da şuralarıma." tarzı günler geçirmedim. Ama yazlığıymış, plajıymış, partisiymiş, İstanbul'uymuş kaçırmadım tabii ki. Kıyısından köşesinden "gezdim-gördüm-eğlendim". Eh, tabii birazcık geek bir hanımefendi olarak bir de "okudum-çizdim-seyrettim."
Tatil nasıl başladı, ilk önce neler yaptım falan hiç sormayın. Bütün zaman dilimleri bende birbirine girdi, kronoloji falan pufff. Önce mi sonra mı bilemiyorum ama galiba ortalarda bir yerlerde, benden beklendiği gibi, kendimi dizilere vurdum.
Friends, Game of Thrones, Black Mirror, The Tudors sıcak günlerde nasıl iyi gitti nasıl... Black Mirror hariç hepsi gayet bilindik yapıtlar olduğu için bahsetmeye pek gerek duymuyorum, zaten daha önce birkaç yazıda isimlerini geçirmiştim. Black Mirror'ı da ayrı bir yazıda uzun uzun anlatmak gibi hayallerim var, kendileri çok farklı bir dizi; seriyi bitirdikten sonra incelemesi gelebilir. (Üşenmezsem)
Havalardan mıdır nedir bilemiyorum ama çoğu kimsenin aksine, ben, yazın hep daha az kitap okumuşumdur. Üzülerek söylüyorum ki bu sene de (her ne kadar tatil hala devam etse de) benim için aynı oldu. Sahilde, yolculukta elimden geldiğince okudum; ancak bitirdiğim sayısız sezon diziye göre çok düşük bir sayıda kaldı. Yine de kitaplardan bahsedeyim. Bu yazıdan sonra hepsine teker teker inceleme hazırlayacağım umarım. Umarım.
Normalde, daha doğrusu eğer kolaya kaçmazsam, kitap okurken biricik, tatlış notelooklarıma kitaplarla ilgili notlar alırım ki incelemelerde okurken neler düşündüğümü yansıtabileyim ve de kitabı, olur da unutursam, bana fikir verecek bir argüman olsun. Nedense, bu sefer yazıları kitapları okuduktan günler aylar sonra yazacağımı bilsem de, bir not tutmak aklıma gelmedi ve kitapların tamamını aklımda tutamamış oldum. Ancak kitapları elime alıp bir bir göz atacağım, ayrı incelemelerini de yapacağım; ama hangi kitaplar olduğundan söz etmem gerekirse...
- Aldığım Her Nefeste
- Fahrenheit 451
- The Perks of Being a Wallflower
- Çavdar Tarlasında Çocuklar
Ve daha fazlası. Hepsini yazmıyorum çünkü birkaçı manga ve diğerlerinin de incelemesini bloga koyacağıma emin değilim; ama bu gördüğünüz isimleri yakında sayfamda bulacaksınız!
Az kitap okumuş olabilirim ancak dizilerin yanında, bolca anime ve film de izledim. Hepsine yazı hazırlamaya üşeniyorum çünkü neler izlediğimi unutma noktasına geldim... evet... ne var ki anlatmak istediğim animeler var. Yani yakında gelecek bir anime yazısının da buradan alarmını veriyorum.
Açıkçası, benim için her ne kadar kitap ve blog açısından kötü olsa da, diğer yönlerden çok iyi bir yaz oldu. Dolu dolu, hoplaya zıplaya, bir sürü insanla, bolca kahkaha atarak geçirdim. Kaçırdığım birçok şey de olmadı değil, yurt dışı tatilimin iptal olması ve kaçırdığım tonlarca konser gibi, yine de her şekilde günümü keyifle geçirmeyi bildim. Çok uzuuun zamandır yapmak istediğim şeyler listesindeki bazı isimlerin üstünü de çizdim. En basitinden, Metallica konserinde kendimden geçtim. Orada olanınız varsa... sizce de inanılmaz güzel bir konser değil miydi?!!
Neyse.
Tatilimin özeti, aşağı yukarı böyleydi. Geek de olabiliriz, otaku da ama sosyalleşip partilerde eğlenmeyi sizden öğrenecek değiliz???
Şaka bir yana, umarım herkes istediği gibi bir yaz geçirmiştir. Yeni yazılarda /çok yakında/ görüşmek üzere!
Takipte kalmak için instagram hesabıma ışınlanabilirsiniz.
Alaçatı Otel – Sörf Cennetinde Unutulmaz ve Muhteşem Bir Tatil...
ReplyDeleteKaynak bilgisi için;
www.alacatiotel.com.tr