Yönetmen: Steve McQueen
Senarist: John Ridley (senaryo), Solomon Northup (kitap)
Oyuncular: Chiwetel Ejiofor, Michael Fassbender, Benedict Cumberbatch, Sarah Paulson, Lupita Nyong'o
Yıl: 2013
IMDb Puanı: 8,4
Artık her Nişantaşı'na inişimde sinemaya gitmek alışkanlık oldu. American Hustle'a mı gitsem 12 Years a Slave'e mi bilemedim hiç. Canım biraz dram çektiğinden seçimimi Steve McQueen yapımından kullandım. American Hustle için dvd çıkışını bekleyeceğim artık.
Gerçeği söylemek gerekirse, uzun zamandır bir filmde bu kadar sarsıldığımı hatırlamıyorum. Hikaye başlı başına zaten bir olay, ancak John Ridley ve Steve McQueen'in inanılmaz iş birliği, bu duygu dolu öyküyü çok daha canlı bir hale getirmiş. Gerek görüntüler, gerek oyunculuklar inanılmazdı. Film aldığı her övgüyü sonuna kadar hak ediyor.
Oyuncuların bizlere yansıttığı hüzün, acı çok gerçekçiydi. Kadro her şekilde bir adım öndeydi zaten. Michael Fassbender... kelimeler yetmiyor anlatmaya adamı. En beğendiğim aktörler listesinde, her filmiyle beraber bir sıra daha yükseliyor.
Filmde tek olumsuz eleştiri yapabileceğim yer, bazı durgun sahnelerin gereğinden uzun tutulmuş olmasıydı. İzleyenler ne demek istediğimi anlayacaktır. İki-üç saniye gösterilmesi yeterli olan gökyüzü, otuz saniye ekrandaydı. Yönetmen büyük ihtimalle bunu aradan zamanın geçtiğini, adamın kendi iç dünyasıyla yüzleştiğini falan anlatmak için kullanmış. Belki de olayları sindirebilmemiz için de vakit tanımış da olabilir.
Oscar için gün sayıyordum, bu filmden sonra daha da meraklandım. Bakalım ödülleri kim toplayacak?
This Is The End
Yönetmen: Evan Goldberg, Seth Rogen
Senarist: Evan Goldberg, Seth Rogen
Oyuncular: Seth Rogen, James Franco, Jonah Hill, Jay Baruchel, Danny McBride
Yıl: 2013
IMDb Puanı: 6,9
Filmde beklenmedik şeylerle karşılaştım, kahkaha attım, sonra biraz bekleyip tekrar kahkaha attım. Buradan filmin gerçekten komik olduğu fikrini çıkarıyoruz.
This Is The End ayrıca bana James Franco'yu tekrardan sevdiren film oldu. Oz the Great and Powerful filmiyle benim gözümdeki yerini kaybetmişti James, aynı Mila Kunis gibi. Gıcık olmaya başlamıştım hatta adama, niyeyse artık. Jonah Hill, adamım. Yine süperdi. aynı Seth Rogen ve Danny McBride gibi.
Filmde daha bir sürü aşina olduğumuz güzel oyuncularla karşılaşıyoruz. Beyaz perdeden uzak durması gereken Rihanna bile oldukça iyiydi bu filmde. Komedi filmlerine yakışıyorsun da ciddi filmlere el atma, lütfen!
Carrie
Yönetmen: Kimberly Pierce
Senarist: Lawrence D. Cohen, Roberto Aguirre-Sacasa
Oyuncular: Chloë Grace Moretz, Julianne Moore, Gabriella Wilde, Ansel Elgort
Yıl: 2013
IMDb Puanı: 6,1
Senaryoyu Stephen King'e vermeme nedenleri neymiş acaba, çok merak ettim. Çünkü filmin en büyük eksikliği senaryodan kaynaklıydı bana kalırsa. Kitaptaki gibi, arada gazete manşetleri kıvamında, röportajları, telsiz kayıtlarını falan verselermiş bari. Zaten kısacık kitap, adam gibi bir uyarlama yapılamıyorsa artık sorun yönetmende, senaristlerde. Koskoca Julianne Moore'u koymuşsun oraya, hakkını ver bari.
Senaryo baştan yazılmış olsa, daha iyi kurgulanabilirdi der geçerdim. Ama bir kitaptan esinlenirken temel senaryo zaten elinin altında oluyor, birkaç eklemeyle daha güzel hale getirmek ellerindeyken nasıl bu hale getirebiliyorlar anlamıyorum.
O kadar kötü bir film olmamakla beraber, beklentilerimin oldukça altındaydı Carrie. Görsel kalitesiyse tartışılır. Fantastik bir yapımda günümüz teknolojisiyle gerçekçilik daha iyi korunabilirdi. Yine de o kadar da beter değildi. Chloe Grace Moretz yine tüm oyunculuğunu kullanmış. Seviyorum falan da hala Eğer Yaşarsam için uygun bulamadım. Umarım saçlarını kahverengine boyatıp da gelir.
Monsters University
Yönetmen: Dan Scanlon
Senarist: Dan Scanlon, Daniel Gerson
Seslendirmenler: Billy Crystal, John Goodman, Steve Buscemi
Yıl: 2013
IMDb Puanı: 7.5
Sürekli evirip çevirip klişe karakterleri ve olayları önümüze farklı bir şeymiş gibi sunmasalar keşke. Çocuklara yönelik bir çalışma olduğundan ne kadar müdahale edebilirsiniz, bilinmez. Ama böyle orijinal fikirlerle süslenmiş bir filmde o bildiğimiz ögeler olmasaymış daha iyi olurmuş.
Gayet izlenebilir bir animasyon olmuştu aslında MU. Belki de ilk filmin izlerini aradığımdan bir parça burukluk oldu içimde. Ama öyle kötü bir tat bırakmıyordu yani. Eğer sizde benim gibi konu animasyon olunca yaşını unutanlardansanız tavsiye ederim, daha iyileri de yok değil yani tabii.
Bir de bu arada Ateşi Yakalamak'ı ve favorilerimden biri olan Fight Club'ı bir kez daha izledim. Filmlere doyamadığım haftalar yaşadım anlayacağınız. Okullar açılıyor, sınavlar başlamadan birkaç film arası verin bence. Mutlu pazarlar!
No comments:
Post a Comment