Tuesday, February 4, 2014

Bir Yeni Alışveriş Yazısı: İstanbul


Şu ana kadar İstanbul'a gidip de bir kere bile kitap almadığım görülmemiştir. Artık bu kısır bir döngü haline geldi. Gördüğüm her kitapçıya giriyorum. Gezmediğim Mephisto, Nezih ve tabii ki D&R kalmadı. Hayır, hepsinden alışveriş yapmıyorum. Genelde içeri girip salına salına bakmak, eğer yanımda birileri varsa onları kanser etmek hobim çünkü.



Kurbanlarıma geçersek...

İlk durağım her zamanki gibi (evin dibinde olduğundan) Beşiktaş Kabalcı oldu. Alınacak biiir sürü kitap vardı ama tabii ki içeri adımımı attığım anda hepsi kafamdan uçtu gitti. Ben de önüme ne gelirse seçip, aklıma yatanı almaya karar verdim. Ne var ki benim Kabalcı'da biraz beynim dönüyor. İstediğim kitabı arayıp da şak diye bulmuşluğum çok nadir yani. Bir Gaiman kitabını bir rafta, diğerini taa köşe başında bulunca tepem atıyor. "Düzenleyin şu rafları!!!" diye yırtınasım geliyor.

Yanılmıyorsam Kabalcı'nın Çok Satanları tarzı bir standında gözüme üç kitap çarptı. Chris Cleave: Altın, Kristin Hannah: Gece Yolu ve Georgge R.R. Martin: Taht Oyunları. Biraz korkarak da olsa Taht Oyunları'nı kaptım. Bir de Kabalcı da kazıklanmayı çok sevdiğimden (niyeyse) resim kitaplarını, malzemelerini.


İkinci alışverişim bir D&R mağazasında gerçekleşti. O kadar çok şubesine girdim ki, hangisinden aldığımı hatırlamakta güçlük çekiyorum. Yanılmıyorsam Cevahir'dekiydi. Bu sefer mağazaya girdiğimde aklımda bir kitap vardı: Otomatik Portakal. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları'nın yeni kapağıyla bastığı haberini almıştım, (çok iyi olmuş, çünkü sırf eski kapağın kötülüğünden okuyasım gelmiyordu) ne zamandır okumak istediğim de bir kitap olunca listemin en başına koymuştum. Mağazaya girince de anında gözüme çarptı zaten, elimle koymuş gibi buldum.

D&R'daki ikinci kurbanım ise Demir Kral oldu. Türkçe'ye çevrilmeden önce kapaklarının güzelliğinden etkilenip yurt dışından sipariş etme planları yapmıştım. Dilimize çevrildiğini duyunca beklemiştim, iyi de oldu. Pegasus güzel bir baskıyla çıkarmış.

Bu sefer Kadıköy'e gittiğimde kitapçı kitapçı gezemedim, çizgi romanlara bakamadım ama işte şans, CKM'de Aykırı Kumpanya gösterisine giderken (Bu arada gösteriyi de çok beğendik, hele de ikinci yarısını! İzlemeye değer.) abimle gözümüze bir dükkan çarptı. POW! adında, bakery-figür dükkanı tadında bir yer. Belki çoğunuz duymuşsunuzdur ama benim daha yeni haberim oluyor. Güzeller güzeli figürlerden almadım ama ne zamandır istediğim bir çizgi romanı sepete attım. Umbrella Academy, bayağıdır peşinde koştuğum bir  çizgi romandı. Gerard Way hayranlığımı biraz daha arttırmayı planlıyorum. Yayınevi yakında ikinci kitabı da çıkarıyormuş. Oh, mis.



İstanbul'daki kitap alışverişlerim böyle oldu. Şimdi geriye bunları ve evde bekleyen, daha kapağı açılmamış yaklaşık kırk kitabı okumak kalıyor. Taht Oyunları'na başladım bile ancak sayfalarda kayboluyorum, ne zaman biter hiç bilemeyeceğim. Yoruma kadar daha bir sürü yazı sırada, bu soğuk ama güzel sömestr günlerinde sizi yazısız bırakmayacağım. Bol kitaplı günler!

Not: Yine bir D&R'dan kopardığım Buenos Aires temalı noteLook sizce de çok süper değil mi? O kadar beğendim ki göstermeden edemedim! 

2 comments:

  1. Şemsiye Akademisi. *.* Ben de çok istiyorum onu. ./

    ReplyDelete
    Replies
    1. Bekletmeden almanı tavsiye ediyorum.. ben çok beğendim!!

      Delete