Friday, March 28, 2014

Bayağı bir zaman oldu...

Çok zaman oldu buralara uğramayalı.... bayağı bir zaman oldu... 2 ay mı? Ne?
Yazınca bir kez daha şoka uğradım yani. Ben ve blogsuz iki ay. Olmuş gerçekten. Ama gittiysek de, bir sebebi vardı elbet.

Hayatımın en yoğun iki ayını geçirdiğimi söylemem gerekiyor. Bırakın bir yazı yetiştirmeyi, sayfaya uğrayamadım bile. Kişisel sorunların üstüne katlanan ülke sorunları, okul falan derken liste uzayıp gitti bende.

Kitap açacak günlerim yoktu bir ara, biliyorsunuz, çoğunluk olarak eylemden eyleme koşuyorduk. Elimizde küçücük bir çocuğun fotoğrafıyla beraber. Siyasi sorunlar hiç bitmedi tabii, ama bir yerden sonra yürekleri sızlatacak hale geldi. İnternet sansürüydü, yolsuzluğuydu derken kafa yine uçup gitti. Sonra başladı: Sınav, sınav, sınav, sınav...

Artık bloga yansıtmak istediğim konular değil pek bunlar. Ne internetimize, ne de insanlarımıza güvenebiliyoruz malum. Kitap, film düşünecek hal kaldı mı tartışılır fakat blogu çizgisinden şaşırtmamak da gerekiyor. Sonuçta bir kesime değil, her kesime hitap eden bir yer.
Ancak ilgili konuya gelirsek: kitap okudum mu, film izledim mi? Evet. Az da olsa yaptık bir şeyler.

Sanırım kitap okuma alışkanlığım bu kadar dengesizleşebilirdi. Haftada üç kitap bitirdiğim, sonrasında da iki hafta kitaba elimi sürmediğim zamanlar boldu ancak bu sefer öyle de olmadı. Taht Oyunları elimde yalamaya döndü resmen. Kitap oku oku bitmedi, minik yazıları arasında gömülü kaldım, kitabı da bir hayli beğendim ama diyorum ya, bir anda her şey kesildi. Sonra sonra kendimi okumaya zorladım. Evde olduğum sınırlı zamanlarda elime bir kitap tutuşturdum. Ne var ki bu sefer de kitaplar sarmadı, birinin kapağını kapatıp diğerininkini açtım. Yani elde var sıfır blog yazısı oldu. Tabii okul diye bir meret sürdüğünden ve ben Alman Edebiyatı'nın içerisinde süründüğümden bütün beynim Goethe, çeşitli Alman yazarlar ve eserleriyle doluydu. Faust'un inceleme ödeviydi, Kırmızı Başlıklı Kızın Almanca okunmasıydı derken şalterlerim yine attı. Bitirmiş olduğum bu kitapların da yazısını yazasım falan gelmedi. Zaten genç-yetişkin blogu kim Goethe kim? Elde var, yine sıfır blog yazısı.

Peki ya filmler, diziler?
American Horror Story, HMYM, Arrow ve MMFD'den ikişer, üçer bölüm izledim. Önümüzdeki günlerde yine bir dizi yazısı gelebilir, alarmı veriyorum.

Çok olmasa da, bir-iki film izledim. Onların yorumları da -uyumuyorum ki- bu hafta içerisinde gelecek.

Ama ben en sonunda ne yaptım? Sarsılıp kendime geldim. Ve bugün oturup bir kitap bitirdim. Hem de güzelinden...
Sonra bir (elimdekiler yetmezmiş gibi) kitap alışverişi yaptım, eski blogger ruhumu geri getirmek adına.

Bu da demek oluyor ki, yarın, evet evet, yarın. Yeni yazılarla buradayım. Ve artık sürpriz bir olay olmadığı sürece eski istikrarımla beraber burada olmaya devam edeceğim. Yani henüz benden kurtulamadınız.
Bol kitaplı, güzel günler.

No comments:

Post a Comment