Monday, September 16, 2013

İnceleme: Seçilmiş Kişi/The Giver

Kitap: Seçilmiş Kişi (The Giver Quartet #1)
Orijinal İsmi: The Giver
Yazar: Lois Lowry
Yayıncı: Arkadaş Yayınları
Goodreads Puanı: 4.11
Sayfa Sayısı: 168


Sonra döndü ve onu yalnız başına, yüzü kalabalığa dönük ayakta dururken bırakarak, sahneden ayrıldı. Kalabalık aynı anda hep birlikte adını mırıldanmaya başladı.

"Jonas." İlk başta fısıldıyorlardı. Zorlukla duyuluyordu, sesleri bastırılmıştı. "Jonas, Jonas."

Sonra daha yüksek sesle ve hızla devam etti.

"JONAS. JONAS. JONAS."

Adının bir ağızdan söylenmesinden, Jonas, topluluğun kendisini ve yeni görevini benimsediğini, yeni bebek Caleb'e verdiği gibi kendisine de yaşam verdiğini biliyordu. Göğsü minnet ve gururla kabarmaştı.
Ama aynı zamanda korkuyla da dolmuştu.
Kendisinin seçilmesinin ne anlama geldiğini bilmiyordu. Ne olacağını ya da başına neler geleceğini bilmiyordu.




Kitabı dün bitirdim, aslında sayfa sayısına göre çoktan bitirmiştim; ancak sürekli yoğun olmam nedeniyle aksayıp durdu kitap okuma işi.

Kitaba başlarken bu kadar özel olanın ne olduğunu merak ettim. Neden kitap hakkında bu kadar övgüyle konuşuluyordu, neden hep "en iyi distopya" deniyordu, falan... Kitabı bitirdiğimde, bu sorunun cevabını da almış oldum.

Seçilmiş Kişi, gerçekten özel bir kitap. Aslında basit bir çocuk kitabıymış gibi görünse de, yazar, altında birçok mesaj vermeyi, yetişkinlere yönelik bir yazı kullanmayı ihmal etmemiş.

Yazarın dili oldukça sade ve anlaşılırdı, dil ile ilgili bir problem yoktu. Ancak kitabın başında toplulukla ilgili daha fazla bilgi verilmiş olsa daha iyi olabilirdi. Gerçi, kitabı okurken her şeyi daha iyi kavrıyordunuz. Ama kafamda kalmış bir soru işareti var: Aktarıcı'nın güçleri.
Başka birine anı aktarmak nasıl gerçekleşiyor, yazar buna biraz değinebilirdi; fakat bundan başka her şey kitapla mükemmel olarak işliyordu. Yaratılan dünya çekici ve mantıklıydı. İtiraf ediyorum, benim de böyle bir düşüncem olmuştu. "Neden bu şekilde bir yaşam tasarlanmıyor?" diye. Yanıtımı almış oldum.

Kitapta, "Mükemmel dünya" başlığı altında oluşturulmuş topluluklar var. Burada acı yok, talihsizlikler yok, hastalıklar yok, yalanlar yok. Peki bunları yok etmenin karşılığı nedir? İşte kitabın anlattığı bu. Okudukça anarşist duygularınız kabarıyor diyebilirim.

Kitap, ayrıca birçok distopyanın da kaynağı olmuş, okurken tanıdık gelen yerler olabilir. Bazı yazarların (ç)alıntıda bulunduğu belli oluyor.

Ayrıca belirtmek istiyorum, çeviri çok sıkıntılıydı. Evet, güzel çeviriyi övmüyorum yazılarımda, yani "övmüyorsan sövme de" falan diyebilirsiniz ama ben hep bana batan noktaları belirtirim. Çeviri, kitabı okurken sıkılmanıza yol açabilir, pek romana uygun bir çeviri olmamıştı.

Neyse. Sonuç olarak:
Konu güzeldi, anlatım güzeldi, verilen mesaj güzeldi, yani anlayacağınız kitap süperdi. Sadece, kafama takılan soru işaretinden dolayı bir yarım puan kırıyorum, ama siz onu beş alın.

Puan: (5 üzerinden)


No comments:

Post a Comment