Sunday, October 13, 2013

İnceleme: Opal

 

Kitap: Opal (Lux #3)
Yazar: Jennifer L. Armentrout
Yayıncı: DEX
Goodreads Puanı: 4.48 (23.639 oy)
Sayfa Sayısı: 420



                                                   "Sanırım kalbim duracak.."

Hâlâ kendini beğenmiş öküzün teki olsa da artık Daemon’a direnmekten vazgeçtim çünkü, off… ona çılgınlar gibi âşığım.

Daemon’ın duygularından bir türlü emin olamıyordum ama son günlerde hiç tahmin etmediğim kadar ciddi olduğunu kanıtladı. Birlikte akıl almaz tehlikelerden geçmiş ve bölük pörçük ilişkimizi bir araya getirmeye kendimizi öyle kaptırmıştık ki… şey… ah tamam, söylüyorum işte: O yanımdayken tüm bedenimin
titremesini dindiremiyorum, birlikteyken adeta ateş alıyoruz.
 

Ama bizim dışımızda bir sürü sorun var. Ne kadar uğraşırsa uğraşsın, ailesini koruyamıyor, ona yardım etmeliyim.

Yaşadıklarımdan sonra artık eski Katy değilim. Bambaşka biriyim, geleceğim öyle belirsiz ki… Bizi sorunların çözümüne yaklaştıran her adım, aslında içinden çıkamayacağımız korkun bir organizasyonun parçalarına götürüyor.

Ölümler hâlâ acı veriyor, yardımlar en beklenmeyenden geliyor ve dostlar en ölümcül düşmanlara dönüşüyorlar ama biz geri adım atmayacağız. Sonunda dünyamız sonsuza kadar paramparça olsa bile.

Birlikte güçlüyüz... ve onlar bunu biliyorlar





Ya ben bu seriden neden nefret etmiyorum? Yani biri bunu bana mantıksal bir şekilde izah edebilirmi, gerçekten.

Eğer Obsidiyen ve Oniks'i okuduysanız, olacak olaylar yine benzer. Bir de Origin'in kapağındaki yazıyla, Opal'in nasıl biteceğini bildiğimiz için kitabı okurken heyecanlanmadım bile. Yine akıcıydı, kendi okutturuyordu falan da kitabın sonu aşikar olduğundan, aslında konu sadece "bu ikisi ne zaman sevişecekler?"üzerineydi.

Hikayenin kötü olduğunu düşünmüyorum, kitap fazla olmasa da keyifliydi. Ancak bu hikayeyi güzelleştiren tek şey Deamon. Hormonlarımız olmasa, kaçımız bu seriyi bu kadar severiz merak ediyorum.

Yalnız ben çok ciddi bir şeyi merak ediyorum, yazarı edebiyat camiasında nasıl barındıyorlar acaba?
Yani, edebiyat demeyelim de ona Genç-Yetişkin türü diyelim. Bir yazarı yazar yapan birinci özellik özgünlüktür. Her kitabında başka serilerden alıntılara yer vermek zorunda mı çok merak ediyorum. Sinirim bozuluyor. Bu kadının ününü, kazandığı parayı düşünün. O kadar üst sıralarda bir yazar, azıcık kendi üretse keşke. Ben Richelle, Becca falan olsam gider boğarım bu kadını da neyse. Deamon, Seth ve onların fangirl'ük yaptıran cümleleri sayesinde kurtarıyor.

Bu konuyu daha fazla üstelemeden geçiyorum, kitapta olaylar yüceltilmek istediğinden yazar biraz abartıya gitmiş. Olmamış. Son zamanlarda çok karşılaşıyorum bu sorunla.

Evet, yazara nefretimi kustum; söyledim söyleyeceklerimi. Kat'e de giysdirecektim ama dedim "Deniz, dur; abartma kanki. Bunları sadece Blake'e olan sempatin için yapıyosun!!" Ama yani Kat de biraz daha anlayışlı davranabilirdi bence.

Hoşlanmadıklarımı söylediğime göre diğer kısma geçebiliriz.
Kitap, akıcı, sıkmıyor ve Deamon'a sahip. "Sevmedim ben bunu" diyemiyorum işte. "İğrenç bir kitap" diyemiyorum.

Puanımı verip gidiyorum buralardan, "YA serilerine olan aşkımı da geri kazanmışken ne okusam" gibi deli bir soruyla kafamda...


Puan: (5 üzerinden)


No comments:

Post a Comment