Tuesday, October 8, 2013

İnceleme: Vahşi Şeyler/The Wild Things



Kitap: Vahşi Şeyler
Orijinal Adı: The Wild Things
Yazar: Dave Eggers
Yayıncı: Siren Yayınları
Goodreads Puanı: 3.45 (4.655 oy)
Sayfa Sayısı: 238

Maurice Sendak ve Spike Jonze işbirliğiyle...
Edebiyatın harika çocuğu Dave Eggersdan tüm haylazlara, yaramazlara ve yaramazlıklarından ilham alanlara bir başucu kitabı!
Kimi zaman tuhaf, kimi zaman karanlık ama mucizelerle dolu...
Dave Eggersın romanı da tıpkı çocukluk gibi.
The Independent

İçinde yaşadığı dünyaya sığmakta güçlük çeken, dünya karşısında kafası karışan ama onu keşfetme hevesi ve enerjisi hiç tükenmeyen, yaramaz bir çocuk: Max.

Müthiş Dâhiden Hazin Bir Eser ve Ne Nedir kitaplarının on parmağında on marifet yazarı Dave Eggers bu defa sıra dışı bir çocuğun sıra dışı hikâyesini olanca içtenliği ile sayfalara döküyor.

Maurice Sendakın, çevrildiği tüm dillerde toplamda 19 milyon okura ulaşan aykırı ve kült çocuk klasiği Where The Wild Things Aredan uyarlanan roman, Eggersdan çocukluk hayallerine ve dünya sancılarına bir saygı duruşu niteliğinde. Harekete geçmeye ve kendi yolunu çizmeye, bağırmak yerine ulumaya, söz dinlemektense hayır diye haykırmaya ve en önemlisi, ne olursa olsun düşlerden kopmamaya yönelik bir güzelleme.

Vahşi Şeyleri ünlü yönetmen Spike Jonze ile birlikte senaryolaştırarak beyazperdeye de uyarlayan Eggers, kendi yaşantısından unsurlarla harmanladığı romanda tozpembe çocukluk hayallerini değil, olanca "vahşiliğiyle" çocukluğun inişli çıkışlı etaplarını ve düşlerin sınırsızlığını ortaya koyuyor. Maxin macerası, yediden yetmişe her yaşta okura ilham verecek denli yaratıcı ve eğlenceli.

Kendi yolunu kendi çizenlerin, dünya tarafından ezilmektense dünyayı dize getirmeye yeltenenlerin Maxten öğrenecek çok şeyi var!




Tatlı bir çocukluk romanı Vahşi Şeyler.
 75. Sayfasına kadar bayılarak okudum. İnsanlar bu kitabı nasıl oluyor da sevmiyorlar, diye düşündüm. 
Karakterler ve yaşananlar içimizdendi, samimiydi ve bir o kadar da tanıdıktı. Bir çocukluk yıllarına dönüş, hüzünlü minik travmalar ve küçük saf mutluluklardı.

Okurken sık sık gülümsedim, o kadar saf ve gerçekti ki Vahşi Şeyler... geçmişime tutulmuş bir ayna gibi, kendi küçüklüğümü gördüm sayfalarda. Dave Eggers, bir çocuğun aklındakileri iyi biliyor.

Ve...
76. sayfa da kitaba ne olduysa oldu, bir şekilde hissettiğim bütün duygular ufaldı.

Vahşi Şeyler'in eleştirilerinin çoğu, kitabın ilham kaynağı olan Where The Wild Things Are ile ilgili. Ancak benim Maurice Sendak'ın eseriyle pek fazla alakam olmadığından ayrı bir roman olarak değerlendireceğim. 

Dediğim gibi, kitabın dönüm noktasına kadar oldukça güzel bir hikaye okudum. Zaten kitap Where The Wild Things Are'dan gelme olduğundan alakam olmasa da az çok nereye gideceğini biliyordum tabii. Ne olduysa oldu, yazar beni asıl kısımda etkileyemedi. Okuyasım gelmedi, merak etmedim ve biraz sıkıldım. Fakat öyle sevmediğim de bir roman olmadı Vahşi Şeyler.

Ne diyeyim, başlamadan önce kitaptan çok şey bekliyordum. Beni tatmin edecek şey zaten çok kaliteli bir hikaye olacaktı. Kitap, okuduğuma pişmanım, denilecek tarzda bir eser değil bana göre. Ama bir boş zaman, bir baş ucu kitabı tarzında. "Oturupta şunu okuyum, bir nefes aladım" diye başına kurulduğunuz romanlar gibi değil yani. 

Kitapta hoş detaylar, tebessüm ettirici cümleler boldu. Yazarın anlatımı sade, tartışılabilir bir şekilde akıcı, fazla hataya yer vermeyecek şekildeydi. Pek benim kalbimi kazanacak bir kitap olamadı, ama bir kenara da atamam. Max'i ve kurt kostümünü sevdim. 

(53. sayfaya kadar)Altını Çizdiklerim:

 "Kızlar da çok kız gibiydi..."
 "Yapmış olduğu bir sürü şey; kırmış, parçalamış ya da söylemiş olduğu bir sürü şey vardı ve bunları kendisinin yaptığını biliyor, ama neden yaptığını ancak yarım yamalak anlayabiliyordu."
 "Sessiz, krem rengi bir sabah..."
 "Ezberden ağlıyorlardı, başka ne yapılacağını bilmedikleri zaman ağlıyorlardı."

 "Sonuçta insan ırkı, bu dünyanın ve gelecek tüm dünyaların uzun, tantanalı uykusunda yalnıza bir soluktan ibaret."
 

Puan: (5 üzerinden)




No comments:

Post a Comment