Thursday, April 17, 2014

İnceleme: On Bir/Eleven



Kitap: On Bir
Orijinal Adı: Eleven
Yazar: Mark Watson
Yayıncı: Domingo Yayınları
Goodreads Puanı: 3.64 (1.609 oy)
Sayfa Sayısı: 263

Gerçekten okumalısınız. Zarif, tutkulu, ilham verici ve sürükleyici. Eğlenceli bir kitap bekliyordum, çok daha fazlasını buldum.
 Chris Cleave -Küçük Arının yazarı-


Zeki, dokunaklı ve yer yer kahkaha attıracak kadar eğlenceli.
 Independent


Nick Hornby ya da David Nicholls seviyorsanız, bu kitap kesinlikle sizin için. Son sayfayı çevirdikten çok sonra bile sizinle kalacak.
 Cosmopolitan UK

Gece geç saatlerde sunduğu radyo programını arayıp umutlarını, korkularını ve pişmanlıklarını paylaşan uykusuz Londralılar onu Xavier Ireland olarak tanıyor. Hiçbiri onun sevdiği her şeyi terk edip -gerçi önce sevdiği her şey onu terk etti- yeniden başlamak için Londra'ya geldiğini bilmiyor. Bir daha kaybetmemek için başkalarını kendi hayatının parçası yapacak her türlü yakınlaşmadan uzak bir hayat yaşıyor artık. Ta ki o hayatın tam ortasına Pippa düşene dek. Tuhaf bir şekilde hayatına sızan bu temizlikçi kız onun silmeye çalıştığı geçmişiyle yüzleşmesine, hiç ummadığı yerlerde teselli ve huzur bulmasına yardımcı oluyor. Keşke biraz daha erken karşılaşsalardı... Xavier'nin o karlı günde yaptığı ve yapar yapmaz içini kemirmeye başlayan bir seçim, hiç tanımadığı on bir hayatı çoktan bambaşka yollara saptırmıştı.


Mark Watsonın yayımlandığı tüm dillerde büyük ilgi gören zeka, mizah ve hayat dolu romanı ON BİR, seçmediklerimizin bizi seçimlerimiz kadar etkileyip etkilemediğini sorguluyor. Aşkın, kaybedişin ve uzak bildiğimiz yaşamlara yakınlığımızın hikayesi ON BİR. Okuduktan sonra okumuş diğer insanları bulup hakkında konuşmak isteyeceğiniz bir kitap.





Vay canına...
Kitaba başlamadan önce, kesinlikle bu kadar beğeneceğimi tahmin edemezdim. Kitap pek tanınmıyordu, okumaya aşina olduğum bir türde değildi ve huyum kurusun, hakkında kayda değer bir şey bilmediğim kitapları almak hiç benlik değildir. Ancak artık ne olduysa,  kendimi şaşırtıp sipariş etmiştim On Bir'i. İçimden bir his beğeneceğimi söylüyordu ve iyi ki o sese kulak vermişim diyorum şimdi. Kitap gerçekten güzeldi.

"Hayatı doğal akışına bırakmayı yeğliyorum."
"Uğraşamam demenin kibarcası."

Baş kahramanımız Xavier Ireland bir radyo programında sunucu. Kendisi Avustralya'dan kalkıp Londra'ya gelmiş ve kendine yepyeni bir kimlik edinmiş. Londra'da, karlı bir günde yaptığı bir seçim onu ve tam on bir hayatı sonu gelmez bir olaylar zincirine sürüklüyor.

Kitap oldukça içimizden, tanıdık karakterler barındırıyor. Gerçekçi olaylar, inandırıcı diyaloglar ve inanılmaz bir zeka ürünü var ortada. Yazar, roman üzerinde epey vakit harcamış gibi. 

Doğru dürüst tanımadığın birini özlemek zavallıca geliyor, ona bir daha ulaşamayacağını düşünmek de saçma -bunu giderek daha çok fark ediyor-

Kitabın birçok karakter barındırması fikri sizi romandan soğutmasın, On Bir hepsini baş karakter edinmiyor. Ufak ufak bölümlerle, tesadüfler zincirinin kurbanı olan insanlara ufak bir pencereden göz atıyoruz sadece. 

Dediğim gibi, kurgunun üstünde fazlaca düşünülmüş. Yaşanan olaylar her ne kadar uzaktan bakılınca sıradan gibi gözükse de aslında bir o kadar da etkileyici. Mark Watson, anlatmayı beceriyor. Farklı yazım tarzıyla sizi öykünün içine çekiyor ve inanın bana, hiç sıkılmıyorsunuz. 

Öykü burada bitebilir, ama bitmiyor; hayat o kadar derli toplu değil.

Bir olayın kaç insanı, ne şekilde etkileyebileceğine tanık oluyoruz aslında kitabı okurken. Kitaba ara verip başucuma koyduktan sonra çevremdeki kişilere, olayların etkisine, bir yerde bir şekilde karşılaştığım insanlara olan bakış açım değişti diyebilirim. 

Kitap, sadece tek bir olaylar zincirini konu almıyor. Xavier'in Temizlikçi Pippa sayesinde değişen hayatı, Avustralya'daki yaşamı, radyo programı ve şahit olduğu, uzaktan, karışmadan izlediği birçok hayat da var On Bir'de. İlgi çekici anlatımıyla sıkmayan, dolu dolu, samimi bir kitap. Boşa zaman kaybı değil.

Yere göğe sığdıramayacağım, hakkında konuşmadan edemeyeceğim bir eser olmamakla beraber gayet keyifli vakit geçirmenizi sağlıyor. Zaten yazarın da sizin önünüze bir Tolstoy, Victor Hugo sunmak gibi bir amacı yok.  Kafası karışık bahar günlerinde sizi rahatlatacak bir yapıt olabilir On Bir. Benden "tavsiye edilebilir" onayını aldı!

Puan:(5 üzerinden)



No comments:

Post a Comment