Yazar: Aimee Carter
Yayın evi: Ephesus
Sayfa Sayısı: 319
Goodreads Puanı: 3.90 (20.013 oy)
Teste tabi tutulan her kız öldü. Şimdi Katein sırası.
Katein hayatı, en başından beri yalnızca kendisi ve annesinden ibaret olmuştur ancak şimdi annesi ölmek üzeredir. Peki ya son isteği? Çocukluğunu geçirdiği eve geri dönmek. Bu nedenle Kate bir yandan annesinin sonbaharı çıkaramayacağından endişelenirken, diğer yandan da hiçbir arkadaşı ya da akrabası olmayan bir yerde yeni bir okula başlayacaktır.
Sonra Henry ile tanışır. Karanlık, ıstırap dolu ve büyüleyici biri olan Henry, Ölüler Diyarı tanrısı Hades olduğu iddiasındadır. Üstelik, bir anlaşma yapmanın karşılığında, tabi tutulacağı testi geçene kadar Katein annesini hayatta tutacaktır.
Kate, Henrynin çıldırmış olduğundan emindir. Ta ki ölü bir kızı hayata döndürdüğüne tanık olana kadar. Artık annesinin hayatını kurtarmak gözüne delicesine mümkün görünmektedir.
Testleri geçmeyi başardığı takdirde Henrynin gelecekteki eşi ve bir tanrıça olacaktır.
Fakat başarısız olursa…
"Büyüleyici ve kendini zorla okutan bu kitap, klasik mitler ve modern hikâyeciliği eğlenceli ve tuhaf bir dille yeniden şekillendiriyor. Genç kızlar için muhteşem bir hikâye."Melisa Anelli
Henry, "Ödülün ölümsüzlük olacak." dedi.
"Bu herhangi birine öylece bahşedebileceğimiz bir ödül değil. Bunu kaldırabileceğinden emin olmalıyız. Hayallerinin bile ötesinde bir güce sahip olacak ve asla ölümden korkmayacaksın. Asla yaşlanmayacak ve sonsuza kadar güzel kalacaksın. Dilediğin şekilde geçirebileceğin sonsuz bir yaşama sahip olacaksın."
Ülkemizde geçtiğimiz yaz ayarında yayımlanan kitap beni kapaklarıyla kendine hayran bırakmıştı. Ephesus Yayınları'na orijinal kapak kullandığı için kendi adıma teşekkür ediyorum.
Anlayacağınız gibi kitabın kurgusu "Persephone-Hades" mitine dayalı ve bir Yunan Mitolojisi hayranı olarak dört-beş ay önce edinmiştim Tanrıça'yı. Kitap Henry'nin başından geçen "Giriş" bölümüyle başlıyor ve Bölüm 1 "Eden"de Kate'in ağzından anlatılmaya başlıyor.
Kitaba çok büyük umutlarla başlamıştım açıkçası. Kitabın özellikle başı akıcı ve keyifliydi; zaten kitap üç, en fazla dört günde bitirilebilecek şekilde. Ancak olaylar geliştikçe boşluklar oluştu, Kate bana göre doğaüstü olaylara fazla çabuk alıştı ve bir takım olaylar sallabaş yazılmıştı. Spoiler vermemek istemediğim için derine inmiyorum, ancak Olimpos'un kudretli Tanrılarının biraz daha özenli olmasını beklerdim.
Kitapta aşk unsuru bence anlaşılmayacak şekildeydi. Henry'nin Kate'i sevdiğinden hiç bahsedilmemesi gibi Kate'in de hisleri çok açık yansıtılmamıştı. Bu eksiklikleri yazarın acemiliğine veriyorum. Genç olmasının yanı sıra ilk kitabı. Henry'nin duygularını umarım devam kitaplarında anlarız.
Bu arada Henry demişken, kendisinin kitap tutkunu kızların aşkı olduğuna değinmeden geçmeyeyim. Yakışıklı , ölümsüz ve karizmatik bir erkek Genç-Yetişkin kitaplarına bağlanmak için başlı başına bir neden!
Bu olumsuzluklara rağmen kitap hoş vakit geçirmek için iyi bir seçenek. İkinci kitap olan Tanrıça'nın Savaşı alınacaklar arasında bekliyor. Kitaba bir sürü yorum var, bana kalırsa okuyup ne kadar iyi olduğuna sen karar vermelisin!
Puan: (5 üzerinden)
No comments:
Post a Comment