Tuesday, March 10, 2015

Röportaj: Melis Özün Uslu & Yusuf Özoğlu

1Bilinmeyen Serisi'nin yazarları olan Melis Özün Uslu ve Yusuf Özoğlu ile kısa bir soru-cevap yapma imkanı buldum. Yorumunu da blogta yayınladığım Tesadüfler isimli kitapları hakkında konuştuk.





Öncelikle, hikaye nasıl başladı, böyle bir seri yazmayı ne zamandır düşünüyordunuz?

Bir kitap yazma fikri tanıştığımız günden beri aklımızın hep bir köşesindeydi hatta birkaç ufak girişimde bulunmuştuk. Ancak her şey ilginç bir şekilde başladı. O zamanlar sekizinci sınıfa gidiyorduk.
Bir gün zaten uzun süredir yazmak istediğim ama henüz planlamadığım kitabı ilham perisinin yanıma uğradığını hissedip bilgisayarda yazmaya başladım. Ama bunu tek başıma devam ettirebileceğimi o zamanlar düşünmüyor zaten en yakın akadaşım olmadan yazmak istemiyordum. Bunun üzerine henüz yirmi sayfa olmuş kitabı okumak, fikrini almak ve bana katılmasını istemek için Melis’i aradım.
Yusuf okumaya başladığında bunu onula yapmayı ne kadar istediğimi fark ettim. O okurken yer yer düzeltmeler yapıp yeni paragraflar ekliyordum. Saatler fark etmeden geçti ve nihayetinde buluşup bu konu üzerine konuşma kararı aldık.
Buluştuğumuzda yazılmış otuz sayfayı rafa kaldırmak uğruna kitabı yeniden kurgulama kararı aldık. Bir buçuk sene boyunca karakterler, yer ve hikaye üzerine sahne sahne, saniye saniye çalıştık. Ve hazır olduğumuzda Bilinmeyen Tesadüfler’i kaleme almaya başladık.


Size ilham kaynağı olan bir kitap/seri/yazar ya da yaşanmış bir olay var mı?

Esinlendiğimiz ya da etkilendiğimiz tek bir olay, yazar, kitap veya seri söylemek oldukça güç. Ancak 17-18 senelik hayatımız boyunca okuduğumuz, izlediğimiz hatta duyduğumuz pek çok eserin izlerini taşıyoruz. Bununla birlikte bir isim var ki diğer esinlediklerimizle karşılaştırılamaz. Sn. Yazar Giovanni Scognamillo’nun yazarlık yolunda ki öğütleri ve bu yolda elimizi tutmuş olması bizi bu günlere taşıdı.


 Grand Marais'i kitabınıza mekan olarak seçme nedeniniz nedir? Daha önceden bu yer ile ilgili bilginiz var mıydı?

Grand Marais titiz çalışmalarımız sonucu seçtiğimiz bir şehirdi. Yaklaşık üç ay boyunca Amerika coğrafi, fiziki ve iklim haritaları üzerinde çalıştık. Yağışlı, yakınında su kaynağı bulunan, az duyulmuş, ormanlarla çevrili bir kent arıyorduk kahramanlarımız için. Bu kentin tarihinden tutunda sokaklarına kadar her şeyini ezberlemeye çalıştık. Gidip görme şansımız olmadığından gerçekçi bir tablo sunabilmek adına elimizden geleni yaptık.


 Karakterler arasında kendinize en yakın hissettiğiniz hangisiydi? 

Yusuf: Kitabın oluşum aşamasında karakterleri yaratırken Alex zaten kendimi düşünerek oluşturduğum kişiydi. Pek çok ortak noktamız olduğu gibi kendimde görmek istedim özelliklere de sahip. Ayrıca kendimde ve onda gördüğüm ve Alex’le beni birbirimize en çok bağlayan şey mantığımıza olan güvenimizdi. Duygularımızı bastırmak konusunda ve sonunda duygu seline kapılmada üstümüze yok.
Melis: Cristy’i yaratırken olmak istediğim ve olduğum kişiye ait pek çok özelliği ona kattığımı fark ettim. Neşesi ve çocuksu tavırları onun kendime en yakın hissettiğim noktalarıydı sanırım. O ağladığında bende ağladım istemeden. Sanki yazarken onu yaşıyordum. Tabii onu bu kadar sevmemin bir diğer nedeni en yakın arkadaşıydı. Alex benim için Yusuf’un diğer adı olduğundan, Cristy ile arkadaşlıkları bizim dostluğumuzun sonsuzluğa kazınışıydı.
    

İki kişi yazmak zor olmalı. Yazarken herhangi bir sıkıntı yaşadınız mı?
Arkaşlığımız kardeşlikten öte bir dostluk boyut kazandığı için sadece birbirimizin gözlerine bakarak ne istediğimizi anlar olduk. On bir senelik dostluğumuz yeri geldiğinde ağzımızı açmadan anlaşıp, bazen aynı anda aynı şeyi söyleyip, sık sık aynı rüyaları görmemizi sağlamıştı. Kitabı yazarken her cümle ikimizin ağzından çıktı, her satır dönüşümlü yazıldı ama bu süreçte yalnızlık hiç olmadı. Zaten dostluğumuz kitapta ki arkadaşlığın özünü oluşturuyor. Bizim birbirimiz tamamlayan dostluğumuz kitaba son noktayı koyan faktördü.

Serinin adı neden 'Bilinmeyen' ? Bize devam kitapları hakkında ufak birkaç bilgi veriyor gibi.


Hayat bilinmezliklerle dolu, ne yazık ki o bilinmezlikleri merak edenleri bulmak güç. Kitabın bir hedefi de bilinmezliklerin sır perdesini kaldırırken okuru şaşırtmak. Yani gelecekteki kitaplar da bilinmezliklerle dolu olacak. İleride olacakları ise İHANETLER bize gösterecek J


Yazarken zorlandığınız bir bölüm, ya da üzerinde çok vakit harcadığınız sayfalar oldu mu?

  Tasarım açısından bizi en çok zorlayan kısım kitabın yaratılış hikayesiydi. Henüz okurlarımıza sunulmasa da kitabı yaratan ve neden yaratıldığı gibi pek çok sorunun cevabı, Merlin ve su perisinin hikayesinde yatıyor ve bunu tasarlamak bizi oldukça zorlamıştı. Diğer kitaplarda yavaş yavaş ortaya çıkacak bu sırların okura layık şekilde kurgulanması gerekiyordu çünkü. Teknik açıdan ise en çok savaş sahnesinde zorlandık. Hesaplayan okur var mıdır bilmiyoruz ancak biz ölen yaratık sayılarını, vuruş hamle sayılarını tek tek hesaplayıp savaş alanının on altı farklı çizimini, krokisini ve tabii savaş planını tek tek hazırladık. Ancak yazması en zor olan “Kazandık ama Kaybettik” bölümündeki duygusal kısımdı. İkimizde ağlarken hem peçeteye sümkürmek hem de klavyeyi görüp yazı yazmak oldukça güçtü bizim için.


  Başka türde kitaplar yazmayı düşünüyor musunuz?

   Başka tür mü? Fantastikten vazgeçmek bizim için hayat damarlarımızdan birini kesmek gibi. Ancak ileride günümüz trendlerinden olan bir vampir merkezli -ki bu seride çok şaşıracağınız türler sizi bekliyor- kitap yazmayı planlıyoruz. Ayrıca tıpkı J. R. R. Tolkien ya da George. R. R. Martin gibi, dünyasının bize ait olacağı bir seri ve bir de sürpriz seri okurlarımızı bekliyor olacak.



Ve son olarak... Serinin devamında okuyucuları neler bekliyor?

   Bilinmeyen serisinin Tesadüfler kitabını İhanetler ve İstisnalar kitapları takip edecek. Üç ya da dört kitaplık olması düşünülen Bilinmeyen serisinin ikinci kitabı İhanetler yepyeni sürprizlerle karşımıza çıkacak. İkinci kitapta anlatıcılarımız Alex ve Cristy biraz daha büyümüş ve olgunlaşmış olacak. Okurlar her sayfada karakterlerimizin hayata bakış açılarının nasıl değiştiğini anbean görebilecekler. Büyüdükçe yetenekleri gelişecek ve yeni zorluklara göğüs germek zorunda kalacaklar. Pek çok okur muhtemelen neden içine girdikleri bu fantastik dünyayı sorgulamadılar diye soruyor. Lise ikinci sınıftaki bu çocukların öyle bir dünyayı ne denli arzu ettiklerini biz de kendimizle örneklendirebilirdik. Zaman bizi olgunlaştırdığı gibi sorgulama yeteneğimizi de güçlendirir. İkinci kitapta beklenen sorgulamanın da başlayacağını okurlarımızla paylaşmak istedik. Kitabın sonunda ki okurları şaşırtan, hadi bu tamamda bu nasıl oldu dedirten kısmın sır perdesi ikinci kitapta aralanacak…


2 comments:

  1. Yazarı arkadaşım olur ama daha okuma fırsatı bulamadım. Bu da ayrı hıyarlık tabii. Fırsat bulduğum ilk an alıp okuyacağım.

    ReplyDelete
  2. This comment has been removed by the author.

    ReplyDelete