1Bilinmeyen Serisi'nin yazarları olan Melis Özün Uslu ve Yusuf Özoğlu ile kısa bir soru-cevap yapma imkanı buldum. Yorumunu da blogta yayınladığım Tesadüfler isimli kitapları hakkında konuştuk.
Öncelikle, hikaye nasıl başladı, böyle bir seri yazmayı ne zamandır düşünüyordunuz?
Bir
kitap yazma fikri tanıştığımız günden beri aklımızın hep bir köşesindeydi hatta
birkaç ufak girişimde bulunmuştuk. Ancak her şey ilginç bir şekilde başladı. O
zamanlar sekizinci sınıfa gidiyorduk.
Bir gün zaten uzun süredir yazmak
istediğim ama henüz planlamadığım kitabı ilham perisinin yanıma uğradığını
hissedip bilgisayarda yazmaya başladım. Ama bunu tek başıma devam
ettirebileceğimi o zamanlar düşünmüyor zaten en yakın akadaşım olmadan yazmak istemiyordum.
Bunun üzerine henüz yirmi sayfa olmuş kitabı okumak, fikrini almak ve bana
katılmasını istemek için Melis’i aradım.
Yusuf okumaya başladığında bunu
onula yapmayı ne kadar istediğimi fark ettim. O okurken yer yer düzeltmeler
yapıp yeni paragraflar ekliyordum. Saatler fark etmeden geçti ve nihayetinde
buluşup bu konu üzerine konuşma kararı aldık.
Buluştuğumuzda yazılmış otuz
sayfayı rafa kaldırmak uğruna kitabı yeniden kurgulama kararı aldık. Bir buçuk
sene boyunca karakterler, yer ve hikaye üzerine sahne sahne, saniye saniye
çalıştık. Ve hazır olduğumuzda Bilinmeyen Tesadüfler’i kaleme almaya başladık.
Size ilham kaynağı olan bir kitap/seri/yazar ya da yaşanmış bir olay var mı?
Esinlendiğimiz
ya da etkilendiğimiz tek bir olay, yazar, kitap veya seri söylemek oldukça güç.
Ancak 17-18 senelik hayatımız boyunca okuduğumuz, izlediğimiz hatta duyduğumuz
pek çok eserin izlerini taşıyoruz. Bununla birlikte bir isim var ki diğer
esinlediklerimizle karşılaştırılamaz. Sn. Yazar Giovanni Scognamillo’nun
yazarlık yolunda ki öğütleri ve bu yolda elimizi tutmuş olması bizi bu günlere
taşıdı.
Grand Marais'i kitabınıza mekan olarak seçme nedeniniz nedir? Daha önceden bu yer ile ilgili bilginiz var mıydı?
Grand
Marais titiz çalışmalarımız sonucu seçtiğimiz bir şehirdi. Yaklaşık üç ay
boyunca Amerika coğrafi, fiziki ve iklim haritaları üzerinde çalıştık. Yağışlı,
yakınında su kaynağı bulunan, az duyulmuş, ormanlarla çevrili bir kent
arıyorduk kahramanlarımız için. Bu kentin tarihinden tutunda sokaklarına kadar
her şeyini ezberlemeye çalıştık. Gidip görme şansımız olmadığından gerçekçi bir
tablo sunabilmek adına elimizden geleni yaptık.
Karakterler arasında kendinize en yakın hissettiğiniz hangisiydi?
Yusuf:
Kitabın oluşum aşamasında karakterleri yaratırken Alex zaten kendimi düşünerek
oluşturduğum kişiydi. Pek çok ortak noktamız olduğu gibi kendimde görmek
istedim özelliklere de sahip. Ayrıca kendimde ve onda gördüğüm ve Alex’le beni
birbirimize en çok bağlayan şey mantığımıza olan güvenimizdi. Duygularımızı
bastırmak konusunda ve sonunda duygu seline kapılmada üstümüze yok.
Melis: Cristy’i yaratırken olmak
istediğim ve olduğum kişiye ait pek çok özelliği ona kattığımı fark ettim.
Neşesi ve çocuksu tavırları onun kendime en yakın hissettiğim noktalarıydı
sanırım. O ağladığında bende ağladım istemeden. Sanki yazarken onu yaşıyordum.
Tabii onu bu kadar sevmemin bir diğer nedeni en yakın arkadaşıydı. Alex benim
için Yusuf’un diğer adı olduğundan, Cristy ile arkadaşlıkları bizim
dostluğumuzun sonsuzluğa kazınışıydı.
İki kişi yazmak zor olmalı. Yazarken herhangi bir sıkıntı yaşadınız mı?
Arkaşlığımız
kardeşlikten öte bir dostluk boyut kazandığı için sadece birbirimizin gözlerine
bakarak ne istediğimizi anlar olduk. On bir senelik dostluğumuz yeri geldiğinde
ağzımızı açmadan anlaşıp, bazen aynı anda aynı şeyi söyleyip, sık sık aynı
rüyaları görmemizi sağlamıştı. Kitabı yazarken her cümle ikimizin ağzından
çıktı, her satır dönüşümlü yazıldı ama bu süreçte yalnızlık hiç olmadı. Zaten
dostluğumuz kitapta ki arkadaşlığın özünü oluşturuyor. Bizim birbirimiz
tamamlayan dostluğumuz kitaba son noktayı koyan faktördü.
Serinin adı neden 'Bilinmeyen' ? Bize devam kitapları hakkında ufak birkaç bilgi veriyor gibi.
Hayat
bilinmezliklerle dolu, ne yazık ki o bilinmezlikleri merak edenleri bulmak güç.
Kitabın bir hedefi de bilinmezliklerin sır perdesini kaldırırken okuru
şaşırtmak. Yani gelecekteki kitaplar da bilinmezliklerle dolu olacak. İleride
olacakları ise İHANETLER bize gösterecek J
Yazarken zorlandığınız bir bölüm, ya da üzerinde çok vakit harcadığınız sayfalar oldu mu?
Tasarım
açısından bizi en çok zorlayan kısım kitabın yaratılış hikayesiydi. Henüz
okurlarımıza sunulmasa da kitabı yaratan ve neden yaratıldığı gibi pek çok
sorunun cevabı, Merlin ve su perisinin hikayesinde yatıyor ve bunu tasarlamak
bizi oldukça zorlamıştı. Diğer kitaplarda yavaş yavaş ortaya çıkacak bu
sırların okura layık şekilde kurgulanması gerekiyordu çünkü. Teknik açıdan ise
en çok savaş sahnesinde zorlandık. Hesaplayan okur var mıdır bilmiyoruz ancak
biz ölen yaratık sayılarını, vuruş hamle sayılarını tek tek hesaplayıp savaş
alanının on altı farklı çizimini, krokisini ve tabii savaş planını tek tek
hazırladık. Ancak yazması en zor olan “Kazandık ama Kaybettik” bölümündeki
duygusal kısımdı. İkimizde ağlarken hem peçeteye sümkürmek hem de klavyeyi
görüp yazı yazmak oldukça güçtü bizim için.
Başka türde kitaplar yazmayı düşünüyor musunuz?
Başka
tür mü? Fantastikten vazgeçmek bizim için hayat damarlarımızdan birini kesmek
gibi. Ancak ileride günümüz trendlerinden olan bir vampir merkezli -ki bu
seride çok şaşıracağınız türler sizi bekliyor- kitap yazmayı planlıyoruz.
Ayrıca tıpkı J. R. R. Tolkien ya da George. R. R. Martin gibi, dünyasının bize
ait olacağı bir seri ve bir de sürpriz seri okurlarımızı bekliyor olacak.
Ve son olarak... Serinin devamında okuyucuları neler bekliyor?
Bilinmeyen
serisinin Tesadüfler kitabını İhanetler ve İstisnalar kitapları takip edecek. Üç
ya da dört kitaplık olması düşünülen Bilinmeyen serisinin ikinci kitabı
İhanetler yepyeni sürprizlerle karşımıza çıkacak. İkinci kitapta
anlatıcılarımız Alex ve Cristy biraz daha büyümüş ve olgunlaşmış olacak.
Okurlar her sayfada karakterlerimizin hayata bakış açılarının nasıl değiştiğini
anbean görebilecekler. Büyüdükçe yetenekleri gelişecek ve yeni zorluklara göğüs
germek zorunda kalacaklar. Pek çok okur muhtemelen neden içine girdikleri bu
fantastik dünyayı sorgulamadılar diye soruyor. Lise ikinci sınıftaki bu
çocukların öyle bir dünyayı ne denli arzu ettiklerini biz de kendimizle
örneklendirebilirdik. Zaman bizi olgunlaştırdığı gibi sorgulama yeteneğimizi de
güçlendirir. İkinci kitapta beklenen sorgulamanın da başlayacağını
okurlarımızla paylaşmak istedik. Kitabın sonunda ki okurları şaşırtan, hadi bu
tamamda bu nasıl oldu dedirten kısmın sır perdesi ikinci kitapta aralanacak…
Yazarı arkadaşım olur ama daha okuma fırsatı bulamadım. Bu da ayrı hıyarlık tabii. Fırsat bulduğum ilk an alıp okuyacağım.
ReplyDeleteThis comment has been removed by the author.
ReplyDelete