İnceleme: Evrenin Ötesi/Across the Universe

Kitap: Evrenin Ötesi (Across the Universe #1)
Orijinal adı: Across the Universe 
Yazar: Beth Revis
Yayıncı: Olimpos Yayınları
Goodreads Puanı: 3.80 (50.393 oy)
Sayfa Sayısı: 408

Geriye sayım tamamlandı! Godspeed kalkışa hazır!
 
Zamanın ve evrenin ötesinde bir aşk. Sırlar, cinayetler ve yalanlar üzerine kurulu dev bir uzay gemisi. 

  Amynin genetik uzmanı annesi ve savaş analizi uzmanı babası yeni bir gezegende insanlığın ilk tohumlarını atmak ve yaşam şartlarını uygun hale getirebilmek üzere Finansal Kaynak Borsası tarafından işe alınır. Yeni gezegene varmak 300 yıl süreceği ve Amy sadece on yedi yaşında olduğu için özel bir izin ile o da bu yolculukta ailesine katılır. 

Kendilerinin de aralarında bulunduğu 100 kişilik bilim insanı ve savaş uzmanı dondurularak geminin kargo bölümüne 300 yıl sonra yeni gezegene iniş yapıldığında uyandırılmak üzere yerleştirilir. Ama yüzlerce yıl sürecek olan bu yolculuk için evet demeden önce Amynin 50 yıl erken uyandırılacağından haberi yoktu... Üstelik kendi kurallarıyla yaşayan cesur yeni bir dünyaya gözlerini açmayı hiç ummamıştı.
 
 Amy uyandırılışının bir teknik arıza olmadığını anladığı andan itibaren onun neredeyse ölümüne sebep olan kişiyi bulmak için zamana karşı bir yarışa girer. Çünkü donma haznesinin fişi çekilmiştir ve şüpheliler listesindeki isimler ise sadece birkaç bin kişilik gemi sakinlerine aittir. Gemide birisi donma haznelerinin fişlerini çekip kaçıyor ve vaktinde çözüldükleri farkedilmeyen kurbanlar dondurucu sıvıda boğuluyor. Eğer Amy hemen bir şeyler yapmazsa ailesi bir sonraki kurbanlar olabilir.  

Ama şüpheli listesindeki isimlerden biri Amy için farklı anlamlar ifade ediyor: genç, asi ve zeki Çırak, geminin gelecekteki lideri ve hazırlıksız yakalandığı bir aşk

Her yerde tırım tırım aradığım, uzun süre kargo bekleyeceğim için yurt dışından almaya üşendiğim kitap... sonunda buldum seni. Ve bitirdim. Nihayet.

Aylaaar aylar önce kitabın ilk sayfasını amazon'dan okumuştum. İthaf bölümünü Türkçe baskıda kullanmadıklarını şu an fark ediyorum -ki benim çok sevdiğim bir kısımdır kendisi, yazarla yakınlık kurulduğunu hissederim. Maalesef ki birçok yayıncı bu bölümü atlamayı tercih ediyor ve beni sinir ediyor.

Öncelikle söylemeliyim ki, kitap beni biraz şaşırttı. Kitabı kafamda çok daha farklı tasarlamıştım. Godspeed'in daha farklı olmasını bekliyordum en çok. Bulduğum beni üzdü mü? Hayır. İleride hikaye daha farklı bir karaktere büründü ve gerçekten hoşuma gidecek yerlere sürüklenmeye başladı. Bittiğinde hayal kırıklığına uğratmadı diyebilirim yani.

Kitap iki farklı karakterin dilinden aktarılıyor: Amy ve Çırak. Bu bence iyi bir karar olmuş. Sadece Amy anlatsaydı da olurdu ama Çırak'ın da işe dahil olması daha iyi olmuş. Bu şekilde Bilge'yi ve gemi yönetimini daha iyi anlıyoruz.

Biliyorsunuz, genelde kız karakterlerden çok haz etmem Young-Adult serilerde -hepsi beni deli edecek hareketler yapmayı tercih ediyor çünkü- ama bu kitapta Amy'yi sevdim. Özellikle de kitabın sonunda yaptığı şey beni çok sevindirdi. Beth Revis'e mantıklı bir baş karakter yarattığı için teşekkürler, gözlerimi devirmeden okuduğum kitaplara bir yenisi daha eklenmiş oldu.

Çırak. Ah, Çırak. Kendisi tam bir book-boyfriend değil de nedir? Kendisini fazlasıyla sevdim. Al kucağında uyut yani. Kedi gibi bi' şey. Ama liderlik özelliğini de hiç kaybetmiyor, şimdi yumuşatmayalım geleceğin Bilge'sini. Amy gibi, o da son sayfalarda yaptığı hareketlerle kalbimi çalmayı başardı.

"Sonra gözlerini bana odakladı ve gülümsedi. 'Tabii,' dedi.
Ve gülüşünde yıldızlardan daha güzel bir şey gördüm."

Şimdi size gemi, Çırak ve Bilge hakkında fazla bilgi vermek istemiyorum. Çünkü kitapta bu ögelerin hepsi biraz sürpriz niteliğinde. Fakat şunu söylemeliyim, kitap başlarda her ne kadar birazcık sıkıcı gibi gözükse de biraz ilerledikten sonra bu sorun tamamiyle ortadan kalkıyor, "biraz daha okumalıyım" dedirtiyor.

Evet, kitap oldukça güzeldi, keyifliydi, eğlenceliydi, heyecanlıydı ve merak uyandırıcıydı. Ancak aklıma takılan birkaç soru da olmadı değil. Kitabın temelinde oturmayan yerler var gibiydi. Örneğin, 300 yıl fazlasıyla uzun bir zaman. Başta "Nereye gidiyor bu gemi, o kadar teknoloji var ellerinde daha hızlısı nasıl yapılamıyor? O 300 yılda dünyadaki insanlara ne olacak, eğer yeni gezegende bir yaşam kurulursa dünyadaki insanların hepsi oraya mı götürülecek, eğer götürülecekse yeni gezegenin uygun olduğu haberi dünyaya nasıl iletilecek? Eğer gezegenin yapısı uygun değilse o kadar insan tekrardan mı dondurulacak ve dünyaya geri dönecek?" gibi. Bilemiyorum, belki ikinci kitapta bu soruların hepsi cevaplanır. Ancak bu sorular, kitabı okurken kafanızı fazla kurcalayacak şeyler değil.

"'Yalnız olmak istemiyorum,' diye fısıldadım ve o sözcükleri kullanana kadar bunun ne kadar doğru olduğunu fark edememiştim"

Sonuç olarak, tam anlamıyla mükemmel diyebileceğim bir kitap olmasa da buna yakın bir genç-yetişkin romanıydı. İkincisini okumak için sabırsızlanıyorum.

Puan: (5 üzerinden)