Wednesday, December 18, 2013

İlacım Olan Filmler

Eh, malum kış geldi. Boğazlar şişti, battaniyeler çekildi, kedi kucağa alındı ve oturup film izlendi. Haplar sağda, kitaplıkta. Yanında da mendiller.

Anlayacağınız, şifayı kaptım dostlar. İlaç niyetine de bu filmleri izledim


The Place Beyond the Pines
 
Yönetmen: Derek Cianfrance
Senarist:  Derek Cianfrance, Ben Coccio
Oyuncular: Ryan Gosling, Bradley Cooper, Eva Mendes, Dane DeHaan, Emory Cohen
Yıl: 2012
IMDb Puanı: 7.4

Ryan Gosling ve Bradley Cooper'ın yer aldığını görünce izlemeye karar verdiğim film, beni şaşırttı, sarstı ve kalbimi çeldi.

Oyuncular, çekim alanları, görüntüler... her şey fazlasıyla iyiydi. Şunu söylemem gerek, film biraz uzun (yaklaşık 2 saat 20 dakika) olduğundan başlarda sıkılacağımı düşünmüştüm; ancak filmin yönü bir anda değişiveriyor ve farklı olaylara tanık oluyoruz.

Yetenekli motor sürücüsü Luke'un, bir oğlan sahibi olduğunu öğrenip hayatını düzene sokma kararı almasıyla başlıyor hikaye; sonrasında çok farklı yerlere sürükleniyor. İnsanların "kötü adam" ve "kahraman" olarak kafalarına yerleştirdiği iki kişinin hikayesine tanık oluyoruz ardından. Senarist, belli etmeden, filmde bir polis memuru olarak karşımıza çıkan Bradley Cooper üzerinden, dışarıdan görünen kimlikleri sorgulatıyor aslında biraz.

Dediğim gibi, filmde ne olacağı hiç belli olmuyor. Ama görüntülerin güzelliği, oyuncuların kalitesi hiç değişmiyor. Aslında film ile ilgili anlatılacak, üzerine konuşulacak birçok şey var. Fakat ne desem spoilera girecek bir havaya sahip film. Öyle aksiyon ya da ne bileyim komedi filmi değil de biraz farklı havası olan bir film izlemek isteyenler sevecektir, eminim.

Bu filmi izleyince American Hustle'da Bradley Copper'ı, Metallica: Through the Never'da Dane DeHaan'ı izlemek için daha da bir sabırsızlandım.

Uzun lafın kısası tavsiye ediyorum. Ben beğendim.




The Vow

Yönetmen: Micheal Sucsy
Senarist:  Josan Katims, Abby Kohn
Oyuncular: Channing Tatum, Rachel McAdams, Sam Neill, Jessica Lange
Yıl: 2012
IMDb Puanı: 6.7


Ufffffff.
 Kendimde değilim şu an. Romantikli komikli bir film olsun diye izlediğim The Vow beni bir buçuk saat boyunca gözü yaşlı bıraktı. O kadar da hüzünlü bir film olmayabilir aslında, ben sanırım aşırı duygusallaştım; haplar mı çarptı ne. Göz yaşlarım tükendi artık. Zaten The Place Beyond the Pines'ın da sonunda ağlıyordum.

Biraz kafa dağıtayım, sevgi dolu bir şeyler izleyeyim diyenlere birebir. Ben de aşk dolu bir şeylere ne kadar açmışım. Bunun üzerine şöyle bol bol romantik olaylarla dolu bir kitap okumak istiyorum ama elimde o tarz bir kitap yok. Neyse biz filme devam edelim.

Evli bir çift olan Pagie ve Leo bir trafik kazası geçiriyor, Pagie komaya giriyor ve hafızasının bir kısmını kaybediyor. Sevimli çiftin anılarını ve Leo'nun ikinci bir kez kızın kalbini çalmaya çalışmasını izliyoruz. Tabii arada gülüyoruz, çoğunlukla ağlıyoruz falan...

Başarılı oyunculuklar, hoş bir konu vardı. Gayet de izlenebilitesi yüksek bir film. İzlenebilite diye saçma bir kelimeyi de nereden duyduysam artık...



The Ides of March
  
Yönetmen: George Clooney
Senarist:  Grant Heslov, George Clooney
Oyuncular: Ryan Gosling, Paul Giamatti, George Clooney, Philip Seymour Hoffman
Yıl: 2011
IMDb Puanı: 7.2
 

Yazının ikinci Ryan Gosling içeren filmi. Ama bambaşka bir Ryan Gosling içeren filmi.
Motorunu, ona hiç yakışmamış boyalı saçlarını bırakıp, takım elbiseye giyinip geliyor bu sefer. Hem de George Clooney, Philip Seymour Hoffman, Paul Giamatti gibi efsana isimlerle birlikte. Filmde hayran olduğum aktörler yer almasaydı, muhtemelen filmi bugün izlemezdim; çünkü kağıt üstünde filmin o kadar da cezbedici bir konusu yok. Ama iyi ki bu güzel insanlar oynuyormuş, çünkü filmde en az onlar kadar güzel.

Filmde, Ohio'daki başkanlık seçimleri ele alınıyor. Mike Morris'e oldukça sadık olan basın sözcüsü Stephen bir süre sonra kendini politik bir skandalın içine sürükleniyor.

Gayet keyifli ve kaliteli bir film. İzlerken hiç sıkılmadım. Clooney abimiz iyi iş çıkarmış.


Hastalıklı halimde bu üç güzel yapımı izledim. Akşama bir tane daha izlesem mi diye düşünmüyor değilim ama günde de dört filim biraz "öh" dedirtiyor yani. 
Neyse bu filmler de tavsiye edilebilecekler arasına girdi. Ben de filmleri bırakıp başka bir şeyler yapayım bari. 
Keyifli, sanatlı, sağlıklı günler.

No comments:

Post a Comment