Monday, January 26, 2015
İnceleme: Labirent:Ölümcül Kaçış/The Maze Runner
Kitap: Labirent: Ölümcül Kaçış (Maze Runner #1)
Orijinal Adı: The Maze Runner (Maze Runner #1)
Yazar: James Dashner
Yayıncı: Pegasus Yayınları
Goodreads Puanı: 4.02 (353,657 oy)
Sayfa Sayısı: 408
Thomas bir asansörde uyandığında hatırlayabildiği tek şey ismidir. Ailesini, evini veya oraya nasıl geldiğini anımsamamaktadır. Zihni bomboştur.
Asansörün kapıları açıldığında Thomas kendini Kayran isimli, devasa taş duvarlarla çevrili geniş bir alanda ve burada yaşayan çocukların arasında bulur. Tıpkı Thomas gibi Kayranlılar da oraya neden ve nasıl geldiklerini bilmemektedir. Tek bildikleri çevrelerini saran labirente çıkan taş kapıların her sabah açılıp her akşam kapandığı ve her otuz günde bir aralarına yeni bir çocuk katıldığıdır.
Kimse Kayran'da kalmak istemese de kurtulmak imkânsız görünmektedir. Yine de Thomas'ın içinde bir his, çıkış yolu bulabileceğini söylemektedir. Ama bunun için zihninin derinlerinde yatan sırları açığa çıkararak labirentin gizemini çözmesi gerekecektir.
Herkes tarafından övülen, filmiyle beraber inanılmaz derecede popülerlik kazanan The Maze Runner, Türkçe adıyla Labirent: Ölümcül Kaçış, okumak için sabırsızlandığım bir eserdi. Belki beğenmem diye serinin üç kitabını birlikte almaktansa yalnızca ilk kitabını aldım ve şu anda söylediğim tek şey: Bana...ikinci...kitabı...verin.
The Maze Runner, bilim-kurgunun en sevdiğim dalı olan distopya türünde bir eser. İçinde bol bol heyecan ve hiç dinmeyen bir aksiyon var. Kitabın konusu ise şöyle:
Thomas, hafızasını yetirmiş bir halde tuhaf bir asansörün içerisinde uyanır. Asansörün kapısı açıldığında kendini Kayran isimli, etrafı duvarlarla çevrili bir yerde bulur. Kayran'daki oğlanlar da aynı Thomas gibi isimleri dışında bir şey hatırlamamaktadır. Kayran'dan tek çıkış yolu olarak görünen yer, her gün değişen bir labirenttir. Eski hayatlarına dönmenin yolunu ararken, Thomas, orada daha önce bulunmuş olduğu hissini de üzerinden atamaz.
Kitap, konu itibariyle oldukça ilgi çekici. Her bölümde daha çok merak uyandırıyor ve sürükleyiciliği hiç kesilmiyor. Her ne kadar mükemmel denebilecek bir yazım tarzı olmasa da, yazar, konuyu oldukça güzel işlemiş diyebilirim. Çoğunlukla eseri elimden bırakmak istemedim, sayfalar akıp gitti.
Yaratıcı kurgusu, şiddetten çekinmeyen yapısı ve merak uyandırıcı tarzıyla The Maze Runner'ı tahmin ettiğimden daha çok sevdim. Aynı zamanda keyifli karakterlere sahip olması da bir artıydı. Thomas'la aramda bir bağ oluşmadı, ama kendisi iyi bir karakter. Zaten kitaba komple bakacak olursak, eksik bir yönünü de pek göremedim. Beklentimi karşılamayan bir bölümü olmadı.
İkinci ve özellikle de üçüncü kitabın ilk kitap kadar beğenilmemesi beni fazlasıyla üzdü. Ama yine de bunu düşünmeden ikinci kitabı alıp okuyacağım. Umuyorum ki araya fazla zaman girmez; meraktayım çünkü.
Sonuç olarak Labirent: Ölümcül Kaçış, oldukça beğendiğim, sürükleyen, kendi türü içerisinde gerçekten güzel bulduğum bir kitap oldu. Şimdi oturup filmini izleyeyim, ardından da yeni bir kitap...
Mutlu günler!
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment