Saturday, January 31, 2015

İnceleme: Simyacı/The Alchemist


Kitap: Simyacı
Orijinal Adı: O Alquimista
Yazar: Paulo Coelho
Yayıncı: Can Yayınları
Goodreads Puanı: 3.76 (936.111 oy)
Sayfa Sayısı: 186


Simyacı, Brezilya'lı eski şarkı sözü yazarı Paulo Coelho'nun, yayınladığı 1988 yılından bu yana dünyayı birbirine katan, eleştirmenler tarafından bir 'fenomen' olarak değerlendirilen üçüncü romanı. Simyacı, altı yılda kırk yedi milyondan fazla sattı. Bu, Gabriel Garcia Marquez'den bu yana görülmemiş bir olay. Yüreğinde, çocukluğunu yitirmemiş olan okurlar için bir 'klasik' kimliği kazanan Simyacı'yı Saint-Exupéry'nin Küçük Prens'i ve Richard Bach'ın Martı Jonathan Livingston'u ile karşılaştıranlar var (Publishers Weekly). Simyacı, İspanya'dan kalkıp Mısır Piramitleri'nin eteklerinde, hazinesini aramaya giden Endülüslü çoban Santiago'nun masalsı yaşamının felsefi öyküsü. Sanki bir 'nasihatname': 'Yazgına nasıl egemen olacaksın, mutluluğunu nasıl kuracaksın?' sorularına yanıt arayan bir hayat ve ahlak kılavuzu. Mistik bir peri masalına benzeyen romanın altı yılda, kırk yedi milyondan fazla okur bulmasının gizi, kuşkusuz, onun bu kılavuzluk niteliğinden kaynaklanıyor. Simyacı'yı okumak, herkes daha uykudayken, güneşin doğuşunu seyretmek için, şafak vakti uyanmaya benziyor.




Simyacı, ölmeden önce okumam gereken kitaplar listemdeydi. Bu aralar, biraz daha edebi değeri yüksek ve ciddi konulu kitaplar okumak istediğimden, Simyacı'ya başlamak için uygun bir zaman olduğunu düşündüm.

Kitap, Santiago adında bir gencin "kişisel menkıbesini" bulma öyküsü bir nevi. Santiago, genç yaşlarında, Endülüslü bir çoban. Simyacı ise, onun İspanya'dan Mısır'a, gömülü bir hazineyi bulma çabasının öyküsü.

...bütün günler birbirine benzediği zaman da insanlar, güneş gökyüzünde hareket ettikçe, hayatlarında karşılarına çıkan iyi şeylerin farkına varamaz olurlar.

Paulo Coelho'nun bu eseri, çabuk okunan, akıcı ve sade ama etkileyici bir kalemle yazılmış bir roman. Süslü bir dili olmamasına rağmen, kurulan cümleler ve verilen mesajlar her insanı etkileyecek türden; okurken kendinize bir şeyler katmamanız neredeyse olanaksız.

İnanç, evren, ruh, aşk gibi konuları bambaşka bir tarafıyla, içinize işleyecek bir şekilde anlatıyor Simyacı. Bu yönüyle, gerçekten güzel ve değeri yüksek bir roman. Sadece, kitabın felsefesi, sonlara doğru benim için biraz fazla "kaderci" geldiğinden ve inanç konusunda kitaptaki karakterler kadar bağnaz yönüm olmadığından, felsefesi benimkiyle tam olarak uyuşmadı. Bu, kitaba tam anlamıyla bağlanmama biraz engeldi, ne var ki kitap etkileyiciliğinden pek de bir şey kaybetmedi.

Ben de herkes gibiyim: Dünya gerçeklerine oldukları gibi değil de olmalarını istediğim gibi bakıyorum.

Sanırım, eserin sonundan farklı bir şeyler bekliyordum. Kurgu olarak daha vurucu bir yere gelmesini istemiştim, yine de bulduğum son da kötü değildi; tahmin ettiğim şeydi sadece.

Sonuç olarak, okuduğuma memnun olduğum, bana bir şeyler katmış olan güzel bir kitaptı Simyacı. Yazarın diğer romanlarına da bakmayı düşünüyorum.

Yeni yazılarda görüşmek üzere, mutlu günler!


3 comments:

  1. bütün günler birbirine benzediği zaman da insanlar, güneş gökyüzünde hareket ettikçe, hayatlarında karşılarına çıkan iyi şeylerin farkına varamaz olurlar.
    yedi milyon çok çok iyi rakam demekki var bir bildikleri okuyanların aktaranların

    ReplyDelete
  2. Paulo Coelho kesinlikle favori yazarlarımdan biri ve sen de çok güzel yazmışsıın.Blogunu da severek takip ediyorum.
    Benim de kitaplarla ilgili bir blogum var öyle köklü bir blog değil belki ama bir göz atarsan cidden çook mutlu olurum -30secondstobooks.blogspot.com

    ReplyDelete
  3. İlginç, okunası ve bir o kadar da üzerinde düşünülmesi gereken bir yazı olduğunu düşünüyorum. Kısa ve akıcı/sade olması da avantajı.

    ReplyDelete