Tuesday, January 27, 2015

İnceleme: Fırsatçı/The Opportunist


Kitap: Fırsatçı (Love Me with Lies #1)
Orijinal Adı: The Opportunist
Yazar: Tarryn Fisher
Yayıncı: Aspendos Yayınları
Goodreads Puanı: 4.25 (28.203 oy)
Sayfa Sayısı: 316

Kalbini sadece bir kez verebilirsin; ondan sonraki her şey ilk aşkının peşinden gelir.

Her fırsattan istifade etmesiyle bilinen sivri dilli Olivia Kaspen, akılsızca çekip gitmesine izin verdiği eski erkek arkadaşı Caleb Drake ile şans eseri karşılaşınca kendisini ilk aşkıyla ikinci bir şans isterken bulur.

Caleb'ın hafızasını kaybettiğini öğrenen Olivia, onu geri kazanmak için ne kadar ileri gidebileceğine karar vermelidir. Ancak gerçek kimliğini ve kötü geçmişlerini gizli tutmaya çalışan Olivia'nın en büyük engeli Caleb'ın kurnaz yeni kız arkadaşı, Leah Smith'tir.

Böylece bu iki hırslı kadın arasında kendilerini hatırlamayan bir adamı elde etmek için girdikleri vahşi bir mücadele başlar. Ama çok geçmeden Olivia, bir zamanlar kendisinin olanı almak için savaşırken yalanlarının sonuçlarıyla yüzleşmek zorunda kalır.

Peki, aşk her şeyi affeder mi?




Fırsatçı, her ne kadar övgüyle bahsedilse de, tarzı itibariyle çok da bana hitap etmeyeceğini düşündüğüm bir kitaptı. Yine de, o kadar çok tavsiye edildi ki, markette indirim reyonunda görünce dayanamayıp aldım. Ve tavsiyelere güvenmek gerek...

Baş karakter Olivia Kaspen, fırsatları değerlendirmeyi bilen, biraz kurnaz bir kızdır. Bir gün, hatalar yüzünden kaybettiği ilk ve tek aşkı olan Caleb'la şans eseri bir şekilde karşılaşır ve Caleb, bir kazada hafızasını kaybetmiştir. Olivia, onu tekrardan kazanmayı her şeyden çok ister ve geçmişlerini Caleb'dan saklayarak bir hile yapmaya karar verir. Ancak Olivia'nın önündeki tek engel, Caleb'ın hatırlama ihtimali değildir; oğlanın Leah adında yeni bir sevgilisi vardır. İki hırslı kadın, Caleb için haşin bir mücadeleye girerler.

Kalbini sadece bir kez verebilirsin; ondan sonraki her şey ilk aşkının peşinden gelir.

Açıkçası, kitap hakkında o kadar şey okusam da eserin konusu hakkında, içinde aşk üçgeni olduğu dışında, pek de bir şey bilmiyormuşum. Kitaba oldukça tereddütlü bir şekilde başlasam da, ilk sayfadan itibaren kendimi kaptırdım ve okumayı bırakmak istemedim. Yazarın anlatımı ne çok ağırdı, ne çok basit; ama beklediğimden çok daha fazlasıydı kesinlikle. Kurguya uygun bir yazım tarzı olmuş, beğenmedim dersem yalan olur.

Tabii, burada öne çıkan kurguydu. Ve ben, yere göğe sığdırılamayan romantik kitaplarda daha önce çok hayal kırıklığına uğradığımdan, okurken beklentimi fazla yüksek tutmamaya çalıştım; pek işe yaramadı... Ama yazar, hep beklediğimden çok daha iyisini verdi zaten. Şaşırttı, etkiledi, sevdirdi bazen de tiksindirdi...

Karakterlerin yaratıcı bir yanı vardı. Hiçbirinin mükemmel insanlar olmaması en sevdiğim taraflarıydı. Yine de "insan" olarak biraz kötü gözle baktım hepsine açıkçası. Hepsi içerisinde bir parça iticilik taşıyordu, hele Leah. Ayy, kızı al duvarlara sürt. Tabii bu Olivia'nın yanında olduğumdan dolayı oluyor, yoksa kızcağızın da yaptığı çok bir şey yok. Zaten, karakterler her ne kadar sevimli olmasalar da kendilerine saygı duydum; gerçekçilerdi. Bunu da çok sevdim zaten, o yüzden karakterlere olmuş diyorum. Bir artı da buradan veriyorum.

Tahmin ettiğim birkaç yer olmasına karşın, arada ağzımı açık bırakabilmiş, güldürmüş, eğlendirmiş bir kitap Fırsatçı. İkinci kitabı da en kısa zamanda alıp okuyacağım. Anlaşılan içinde bol bol Leah var ve bu hoş değil... ama yine de okumak için sabırsızlanıyorum.

Bol kitaplı, mutlu günler!

No comments:

Post a Comment