Saturday, January 10, 2015

İnceleme: We Were Liars



Kitap: We Were Liars 
Yazar: E. Lockhart
Yayıncı: Hot Key Press
Goodreads Puanı: 3.89 (80.950 oy)
Sayfa Sayısı: 227

A beautiful and distinguished family.
A private island.
A brilliant, damaged girl; a passionate, political boy.
A group of four friends—the Liars—whose friendship turns destructive.
A revolution. An accident. A secret.
Lies upon lies.
True love.
The truth.

We Were Liars is a modern, sophisticated suspense novel from National Book Award finalist and Printz Award honoree E. Lockhart.

Read it.
And if anyone asks you how it ends, just LIE.
 





We Were Liars, bir adada geçtiği dışında, hakkında pek bir şey bilmediğim bir romandı. Yine de, okumayı çok istiyordum çünkü E. Lockhart merak ettiğim bir yazardı ve kitap her yerdeydi. Yabancı bloggerlar, kitabı öve öve bitiremiyordu, en sonunda kitap ödül almaya başlayınca, dayanamayıp oturdum başına ben de.

“What if we could stop being different colors, different backgrounds, and just be in love?” 

We Were Liars, dört arkadaşın öyküsü. Zengin ve en iyi koşullarda yetişmiş kuzenler Cadence, Mirren, Johnny ve ailede biraz yabancı gözüyle bakılan çocuk Gat hakkında. Bu dört arkadaş (kendilerine Liars diyorlarlar), her yazı beraber geçiriyor; ancak 15. yaşının yazında Cadence bir kaza geçiriyor ve o yazı hatırlamıyor. Cadence, 17 yaşına geldiğinde adaya, kuzeni Johnny ve Mirren'e, aynı zamanda aşık olduğu oğlan Gat'e geri dönüyor. Fakat kimse ona iki sene önce neler olduğunu anlatmıyor. Ve birileri, yalan söylüyor.

We Were Liars, beni sarsan, etkileyen bir hikaye oldu.
Olayların nereye varacağı hakkında bir sürü ihtimal kafamda gidip geldi; ne var ki hep karşımda başka bir şey buldum. Kitabın beni sürekli olarak şaşırtması en sevdiğim yanıydı.

E. Lockhart, gerçekten başarılı bir yazar. Özellikle üslubu tam benim beğendiğim tarzda. Yazılar akıp gidiyor, aynı zamanda kullandığı cümleler sizi yaralıyor. Ağır bir anlatımı olmamasına rağmen kendinizi hikayenin içinde buluyorsunuz ve o adanın havası resmen sizi sarmalıyor.

“The universe is seeming really huge right no," he told me. "I need something to hold on to.” 

Kitaptaki Liars grubunun, yani dört arkadaşın aralarındaki konuşmaları okumak çok keyifliydi. Özellikle Gat'in politik duruşu, dünya görüşünü arkadaşlarına aktarmaya çalışması...
Aslında, kitap boyunca karakterlerle duygusal bir bağ kuramadım. Sevdim, ama onlara çok bağlanamadım. Bu kitabın anlatıcısı olan Cadence için de geçerliydi. Yine de kitap çok güzel ilerledi, sadece "aman.tanrım.olağanüstü.mükemmel" edaları attırmadı. Ne var ki kitabın sonu "vay be" dedirtti.

Yazar, her şeyi belli tahtaların üzerine oturtmuş. Son sayfayı çevirince bütün taşlar yerine oturdu. Son zamanlarda gizem yüklü çok fazla kitap okuyup film seyrettim ve giderek en sevdiğim tür olmaya başladı zaten. 
Belki, baştaki sayfalarda da karakterlere ve olaylara kendimi yakın hissetseydim her şey daha güzel olurdu; ama bu haliyle de takdiri hak ettiğini düşünüyorum. 

“If you want to live where people are not afraid of mice, you must give up living in palaces.” 

Eğer ilginizi çektiyse, kitabı almaya çekinmeyin. Bu sene Türkiye'de çıkar; ama ben iyi ki orijinal dilinde okumuşum, dedim. We Were Liars'ı beğendim, eğlenceli bir okuma oldu. Yazarın yeni kitaplarını da takip ediyor olacağım. 

Yeni yazılarda görüşmek üzere, mutlu günler!


No comments:

Post a Comment