Saturday, November 29, 2014

İnceleme: Aleve Dokunmak/Touch the Flame


Kitap: Aleve Dokumak
Orijinal Adı: Touch the Flame
Yazar: Zoran Drvenkar
Yayıncı: ON8
Goodreads Puanı: 3.58
Sayfa Sayısı: 251

Babamın ne düşündüğünü bilmiyorum, bilmek de istemiyorum. Tek bildiğim, kilometreleri tek bir 
hedefe, birbirimizden ayrılmak hedefine ulaşmak için yutacağımız ve yol boyunca susacağımız. Ben tespihböceği gibi içime kapanmış, walkmanimi dinliyorum; babam da kolunu camdan sarkıtmış, aynalı güneş gözlüklerinin ardından, akmakta olan manzaranın zevkini sürüyor. Mükemmel bir takımız biz.

Lukas, annesinin ısrarı üzerine, yedi yıldır görmediği babasıyla bir hafta geçirmeyi kabul eder. Yüklendiği tek bir sırt çantası ve bin çelişkili duyguyla çıkar yola: Bol kırgınlık, bol merak, belleğin 
izin verdiği oranda da eser miktarda sevgi. Zaten bu evlere şenlik baba ve onun kara mizah dolu ailesiyle yüzleşirken, ne hissettiklerinden bir şey anlar insan, ne de düşüncelerinden. Berlini Hamburga bağlayan karayolu, kulaklıklardan sızan U2 tınılarını dinlerken, belki de en ilginç ikililerden birine ev sahipliği yapıyor... ve okur daha bir olaya, bir duyguya bile kendini kaptıramadan, karamboller art arda sıralanıyor. 

Babasından uzak büyümüş bir oğul, ailesini terk etmiş bir baba. Belki de son kez görüşecekler. 
Üstelik, bu ailenin sözü edilmez bir karanlık geçmişi var ki, dalıverdikleri akla zarar kovalamacayı 
ve havada uçuşan yumrukları açıklamaya yetiyor... Alman edebiyatının özgün sesi, Onlardan Birinin sevilen yazarı Zoran Drvenkar, yine zamanı akışına yabancılaştırırken soruyor: İki yabancının birbirini tanımak için kaç güne, kaç kilometreye ihtiyacı olabilir?







Eylülün sonunda doğru Zoran Drvenkar'ın Onlardan Biri adlı romanını okumuştum ve kocaman bir beş puan vermiştim. Kitaptaki karanlık hava beni içine hapsetmişti ve yazar anlatımıyla beni kendine hayran bırakmıştı. Ben de bunun ardından, yazarı sosyal medyadan takip etmeye başladım ve kitaplarının hepsini teker teker listeme ekledim.
Sonra yazar fuara geldi.
Ve ben oraya gidemedim.
Üzüntüden eve kapanmışken sevgili ON8 benim için Aleve Dokunmak kitabını yazara imzalattı ve ben otuz iki diş sırıtarak kargo bekledim, kitap gelince de kendisini afiyetle okudum.

Aleve Dokunmak, bir baba ve oğulun öyküsü.
Babası onu terk ettikten sonra Lukas, hayatın annesiyle birlikte devam ettirir. Yedi koca yıldan sonra babası oğlunu görmeye gelir ve birlikte kısa bir yolculuğa çıkarlar. İkilinin birbirini tanıma evresinde, aile sırları ortaya dökülür ve Lukas, kendisini ailesinin karanlık geçmişinin ortasında bulur.

Kitapta, birbirlerini tanımaya fırsatı olmamış bir baba-oğulun birbirleriyle bağlantı kurma aşamalarını görüyoruz; ancak olan tek şey bu değil. Sayfalar ilerledikçe ortaya çıkan sırlar, eklenen karakterler, değişen duygular romanı bambaşka bir yere sürüklüyor.

"...Seni seviyorum, tamam mı ve benden hiçbir şey ummaman gerektiğini kafana yerleştirirsen, seninle anlaşabiliriz...."

Anlatım Lukas'ın bakış açısıyla, şimdiki zamandan. Bu nedenle Lukas'ın duyguları bize keskin bir şekilde yansıyor, ama aynı zamanda diğer karakterleri de tanıyabiliyoruz. Zaten anlatım yine güzel, yine inanılmaz sürükleyici. Öyle ki, zamanım olsaydı bir oturuşta sıkılmadan, rahatça tüm kitabı bitirebilirdim. Zaten kitabı elime alıyorum, bir bakmışım elli sayfa geçmiş; sonra kitap bitivermiş.

İlişkiler ve insanlar üzerine bir romandı bu. Yazarın konuyu gayet güzel yansıttığını düşünüyorum, olayları kafamda canlandırırken sorun yaşadığım bir yer olmadı. Aynı zamanda hikayeyi canlı tutabilmeyi başarmış ve okuyucuyu kurgudan hiç koparmamış bu şekilde.

Gerçekten iyi bir anlatım ve sürükleyicilik, bu kitabı tanımlıyor. Onlardan Biri, bu kitaba göre daha sert ve daha çarpıcıydı bana kalırsa, tabii bir de karanlık; ama Aleve Dokunmak da sıkılmayacağınız, merak uyandıran bir okuma süreci sunuyor size. Lukas'ın hikayesi tuhaf bir şekilde çok çekici, kitabı okuyan kişiler bu konuda hemfikir.

Şunu da söylemeden geçmeyeyim, kitabın çevirisi beni çok mutlu etti. Ayrıca baskı da oldukça kaliteliydi. Bestseller etiketi taşımayan, bu tür güçlü romanları okumayı çok seviyorum ve ON8 kitap seçimi konusunda oldukça başarılı. Zoran Drvenkar'ın Sorry isimli kitabının yanı sıra, ON8'den de bir dolu kitap ekledim sepetime. Bir sonraki alışverişimde yine böyle kitaplar görmek istiyorum.

Yeni yazılarda görüşmek üzere, özgür günler!

No comments:

Post a Comment