Wednesday, November 19, 2014
Manga İncelemesi: Wolf Girl and Black Prince
Adı: Wolf Girl and Black Prince
Orijinal Adı: Ookami Shoujo to Kuro Ouji
Tür: Shoujo, Komedi, Okul
Cilt Sayısı: 10
Baş kız karakterimiz Erika Shinohara kız arkadaşları arasında ilgi görmek ve gruba dahil olmak adına her şeyi yapmaya hazırdır.
Arkadaşlarının yaptığı tek şey erkek arkadaşları hakkında konuşmaktır ve Erika'nın bir sevgilisi olmadığından dolayı hep kendini kötü hisseder. O da hayali bir erkek arkadaş yaratır ve arkadaşlarına sevgilisi hakkında tonlarca şey anlatır, kızlar bir noktadan sonra onun yalan söylediğini anlar ve bir kanıt ister. Erika da çözümü, bir erkeğin fotoğrafını göstermekte bulur. Yolda yürürken yakışıklı bir çocuğun gizlice fotoğrafını çeker ve bu fotoğrafı kızlara gösterir, bilmediği şey ise bu çocuğun, okulun en popüler gençlerinden biri olan "prens" lakaplı Kyouya Sata olduğudur.
Kızlar çocuğu tanır ve dedikodular başlar. Erika ise rezil olmamak için Kyouya'ya gidip yaptığı şeyi anlatır, Kyouya da ona, sahte sevgili rolü yapabileceğini söyler; ancak tek bir şartı vardır: Erika'nın onun köpeği olması.
Pek fazla shoujo türünde manga okumasam ya da anime izlemesem de Wolf Girl and Black Prince, konusu çok ilgimi çektiğinden hiç beklemeden okumaya başladığım bir seri oldu.
Baştaki tanıtım yazısını kendim yazdığımdan, tekrardan manganın konusunu açıklamaya üşeniyorum ve sizi en başta yazdığım tanıtım yazısına naklediyorum. Yazıyı okumuşsanız, manganın nasıl komik ve eğlenceli bir başlangıç yaptığını anlamışsınızdır.
Erika ve prensin ilişkileri değişmeye başladıkça daha da komikleşiyor seri hem de. Kyouya'nın aslında anıldığı gibi, melek kalpli biri olmadığını, umursamaz, sadist bir ruha sahip olduğunu görüyoruz. Tabii öyle kötü bir karakter demek değil bu, hiç değil hem de. Kendisi mangayı sırıtarak okumama yol açtı, fangirllük damarımı tavan yaptırdı.
WGBP, öyle vıcık vıcık aşk barındıran bir anime arayanlara göre değil bana kalırsa. Bunun nedeni tabii ki el ele tutuşmaktan, flört etmekten bile nefret eden Kyouya. Tabii bu öge, mangayı eğlenceli kılan bir öge. Bir diğeri ise kız karakterin fazla iyi kalpli ve inanılmaz saf olması. Bu ikisinin kombinasyonu beni kahkahaya boğan diyalogları oluşturdu; ne var ki bazı yerlerde de gözlerim dolmadı değil...
Manga 10 cilt, ben 8'ini bitirdim. Özellikle ilk beş cilt inanılmaz eğlenceliydi ve nasıl akıp gittiğini anlamadım. Sayfalar geçtikçe hikaye gelişiyor, karakterler ekleniyor tahmin ettiğiniz üzere; ama benim okumayı sevdiğim kısımlar hep Erika-Kyouya ikilisinin olduğu kısımlardı. Hatta sonlara doğru, başka karakterlerin ilgi çekmesinden biraz sıkıldım diyebilirim; ama yine de manganın komikliğinden ve tatlılığından pek bir şey eksilmiyor. Sonuçta ortada Sata-kun gibi bir karakter varken nasıl tatlılığını yitirebilir ki?
Komedi, hafif aşk ve kalbinizi ısıtan sahneler bulunduran Wolf Girl and Black Prince'i, bu tür şeyler arayan mangaseverlerin hepsine tek tek öneriyorum. Hayran olunacak bir erkek karakter arayanlara birebir. Aynı zamanda manganın çizimleri de çok güzel. Yani her yönden yüksek puan alıyor benden.
Bir de, geçtiğimiz aylarda manganın animesi yayımlandı. İlk sezon 12 bölümden oluşuyor. Sata-kun'un sesini duymayı istediğim için ilk bölümünü izledim, Ve beğenmedim. Seslendirmeler de kötü, çizimler de hoş değil. Manga yüz kat, bin kat, on bin kat daha güzel.
Sonuç olarak, komedi ve shoujo severler bu mangaya buyursunlar, ben okurken çok eğlendim. Kyouya'dan kurtulamıyorum resmen. O bakışları, cool tavırları beni deli ediyor sevgili otakular.
Yeni bir yazıda görüşmek üzere, özgür günler!
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment