Kitap: Ejderin Aşkı (Dragon Kin #1)
Yazar: G.A. Aiken
Yayıncı: Ephesus Yayınları
Sayfa Sayısı: 391
Goodreads Puanı: 4.01
İnsana dönüşebilen ejderhaların tutkulu aşk oyunlarıyla alev alacaksınız.
Kalbi bir ejderhaya, şehvetiyse kibirli bir şövalyeye aitti.
Bir gün bunların bir araya gelebileceğini kim hayal edebilirdi ki?
Despot ağabeyini öldürmenin peşindeki Kanlı Annwyl, kaderin onu sürüklediği olayların ortasında aşkı ve tutkuyu keşfediyor.
Kanlı Annwyl gibi bir lakaba sahip olmak, kadın bir savaşçı için de olsa, hiç kolay değildir. Erkekler ya korkuyla titrer ya da saygıyla selam verir.
Ama arada sırada bir erkekle, Yok edici Feraghus’la konuşabildiği gibi konuşabilmeyi arzulamaktadır.
Fakat ne yazık ki Fearghus bir ejderhadır. Büyük, pullu ve ölümcül.
Fearghus’un onu savaş için eğitmek üzere ayarladığı sert, küstah şövalyeye karşı uyanan duygularından çok farklı bir şekilde, Annwyl onunla kendini güvende hisseder. Günlerini onu vahşi, kuvvetli bir arzuyla dolduran adamla dövüşerek, gecelerini ise bir köyü sadece nefesiyle yıkabilecek sihirli bir varlıkla geçirerek harcayan Annwyl, hayatın daha da garipleşemeyeceğinden emindir.
Ama yanılıyordur...
Ejderin Aşkı, kitapseverler çevresinde bu kadar popüler olunca ben de okumayı çok istemiştim. Özellikle alışılmadık bir konuya ev sahipliği yapması beni daha da heyecanlandırmıştı. Kitabın çok komik olduğunun öne sürülmesiyle beklentim on katına çıkmış, oldukça fantastik, savaş içeren, bir yandan da masum bir aşk taşıyan bir kitap umuyordum. Umduğumla kaldım. Hep bu kapak yüzünden.
Bir söz vardır, "Don't judge a book buy it's cover." diye. Haklıymışsınız. Kitabın kapağını görünce, beklediklerim normal tabii, bir yetişkin romanı olduğunu pek anlayamamıştım. Ephesus ikinci kitabın kapağını farklı yapınca kızmıştım, şimdi anlıyorum ki çok haklı bir davranış sergilemişler.
Öncelikle söyleyeyim, kitap iki farklı bölüm, iki farklı hikayeden oluşuyor. Aynı aileyi konu almakla beraber birbirlerinden oldukça bağımsızlar aslında. Ben sadece birinci kitabı okudum, onu yorumlayacağım.
Kitap okuyamama durumumdan sonra yarısına kadar da olsa okuyabildiğim bir kitap oldu Ejderin Aşkı. Kalbim başka kitapları okumak için o kadar yanıp tutuşuyor ki ben de ilk hikayenin yorumunu yazıp başka bir kitaba geçeyim dedim. İkinci hikayeyi daha sonra okumaya karar verdim.
Kitap dediğim gibi, beklentilerimden çok farklı çıktı ve bulduğumdan da çok memnun olduğum söylenemez. Kitabın başında çok keyif almıştım aslında, ortalara doğru ilerledikçe fikrim biraz değişti. Romance okumayı seviyorum ama bu kitapta eksik bir şeylerin olduğunu hissettim. Beni hikayeden soğutan birtakım ögeler vardı. Ancak kesinlikle sevmediğim bir kitap da olmadı Ejderin Aşkı. Hoşlandığım noktalar da vardı.
Kitap özünde tatlı bir aşk hikayesiydi, gayet yaratıcı fantastik ögeler taşıyordu, bilmiyorum, belki bu düşünceyle okumaya başlasaydım daha çok severdim. Bana ters gelen bölümlerden bahsedeceğim, öncelikle kitapta çelişkili bulduğum iki yer vardı.
Morfyd Fearghus'un gülüşünü duyduğunda çok şaşırmıştı, ancak beraber güldüklerinde bunu gayet normal karşıladı.
Annwyl'in babası hakkında görüşleri anamsızdı. Başta hoşnutsuzluk bile katmadan adından bahsederken sonrasında ondan çok nefret ettiğini söylemeye başladı.
Büyük ihtimalle bu ikisi pek önemsenecek durumlar değil, ancak alttakileri biraz önemsedim:
Annwyl'in şövalyeye karşı beslediği duygular biraz garip geldi bana. Şövalyeyi sürekli sevmediğini söyledi, ancak her defasında ona teslim oldu ve bunun bedeninin suçu olduğundan bahsetti. Bundan sonra ilk düşüncem, kız yakışıklı biri tarafından tecavüze uğrasa karşı koymayacağı oldu.
Savaşın ne kadar büyük olduğundan ve Annwyl'in başta olduğundan bahsediliyordu, ancak kız kitabın büyük bölümünde buna karşı ilgisiz kaldı, yani savaşın başında olan birine göre. Fearghus'la çalışmasının (çalışmamasının) ardından 40 yıldır yenemediği abisiyle boy ölçüşecek duruma geldi. Belki de burada bana batan koca dünyada bir tek Annwyl'in güçlü olmasıydı.
Bir ejderhanın okumayı bilmesi bana çok tuhaf geldi. Tamam, insan olup okuyabiliyorlar ama Annwyl dönüşümden habersizken koca bir yaratığın insan boyutlarına göre olan bir kitabı okumasını hiç yadırgamadı.
Ejderhanın insan olduğunda sesi değişiyor muydu, değişmiyorsa Annwyl nasıl durumu çakmadı bu başka bir bilmece.
Ve bir insanın kalbinin ejderhaya, şehvetinin ise bir şövalyeye ait olması durumu bana hala mantıklı gelmiyor.
Anlayacağınız şikayet edeceğim birçok nokta vardı kitapta. Yine de bu tarz kitapları sevenler için muhtemelen iyi bir tercih olacaktır. Bilemiyorum, belki böyle ayrıntılara çok takılmamak gerek. Ne var ki konu kitaplar olunca biraz mükemmeliyetçi kesiliyorum.
Sonuç olarak, bana göre ortalama bir kitaptı. Hem sevdim, hem de sevmedim. Ne desem ben de çok bilemiyorum aslına bakarsanız. Kitabın yetişkinlere yönelik olduğunu da belirterek puanımı vereyim ben en iyisi. Biraz daha yazarsam işin içinden çıkamayacağım.
Puan: (5 üzerinden)
No comments:
Post a Comment