Ruta Sepetys ile kurduğum iletişimden daha önce bahsetmiştim, ancak söyleşiyi çevirecek vakti bulamamıştım bugüne kadar.
Merhaba Deniz,
Düşünceli soruların
için çok teşekkür ederim. Cevaplarımı altta bulabilirsin
İçten
teşekkürlerimle, Deniz!
Ruta
Ben: Merhaba Ruta, öncelikle sorularımı yanıtlamayı kabul
ettiğin için teşekkür ederim.
Kitabın konusuyla başlamak isterim; Gri Gölgeler
Arasında’nın gerçekten derin bir konusu var, seni kitabı yazmaya teşvik eden
neydi?
Ruta Sepetys: Birkaç yıl önce aile üyelerimin Sibirya’ya
sürgün edildiğini öğrenim. Stalin’in sürgünleri nadiren tartışılır böylece ben
de hikayenin bu parçasına ses vermek istedim.
B:Kitabın konusu nedeniyle ağır bir yetişkin kitabı olmaya
elverişli. Gençler için yazmanın ya da genç birinin ağzından yazmanın özel bir
nedeni var mı?
RS: Genç okurlar derin düşünürler ve duygusal ögeleri adamakıllı bir şekilde
kavrarlar. Biz tarihin trajik
bölümlerini okurken onlardan daha iyi bir gelecek için umut yaratmayı
öğrenebiliriz. Gelecek genç bireylerin elinde ve ben onlara kitap yazmaktan
onur duyuyorum.
B:Kitabı yazarken birkaç kez Litvanya'ya seyahat ettiğini
öğrendim, araştırmalar zorlu muydu?
RS: Bu çok zordu. Tarihin bu bölümü 50 yıldır bir sır olarak
kaldı. İnsanların bu anıları hatırlaması ve benimle paylaşması onlar için duygusal
bir şekilde travmatik idi. Bazı kişiler dehşete düştü ve bazıları ağladı. Onlar
ağladığında, ben ağladım. Bu aşırı derecede duygusaldı ve beni kalıcı olarak
değiştirdi.
B:Biraz da karakterlerden bahsedelim, birçok yazar baş
karakterlere kendinden bir parça ekler, senin Lina'yla aranda benzerlikler var
mı?
RS: Hayır, Lina bir süper kahraman. Lina benim
olabileceğimden çok daha cesur. Ve ben hiç mi hiç resim çizemem. Keşke Lina
gibi olasaydım!
B:Andrius'un muhteşem bir karakter olduğunu söylemeden
geçemeyeceğim. Tanıdığın birinden mi esinlendin yoksa hayal gücünün bir parçası
mıydı?
RS: Andrius benim tanıdığım birinden esinlenildi yani o
benim için çok “gerçek” bir karakter. O benim hayal gücümden değil. Yani
kızlar- Andrius orada bir yerlerde! J
B:Benim en sevdiğim karakterler Andrius ve Kretzsky idi. Ve
biraz da Bay Stalas. Senin kendine yakın bulduğun, yazarken çok sevdiğin
karakter hangisiydi?
RS: Favori karakterlerimden biri Kretzsky. Kretzsky
aracılığıyla vahşet ortasında insanlığın silüetini görüyoruz. Acımasız bir
ortamda nezaket göstermek gerçek bir cesaret. Ve bir şekilde, Kretzsky’nin
kendisi bir mahkumdu.
B:Kitabı okurken yer yer çok hüzünlendim, aynı zamanda
içimdeki umut kırıntısı hiç eksilmedi. Sen de bu tarz kitaplar mı okumayı
seversin?
RS: Evet! Umut ve kalbin ip uçlarını taşıyan hüzünlü ve
karanlık kitapları seviyorum. Sevgiyi ve kaybı (ölümü)yaşamak dünyadaki
yolculuğumuzu derinleştirir ve neyin önemli olduğunu görmemizi sağlar.
B:Gri Gölgeler Arasında ilk kitabındı, tepkiler nasıldı? Ne
tür deneyimler yaşadın?
RS: Kitaba gelen olumlu tepkiler yüzünden çok mahcup
olmuştum. Kısaca fantastikti. Kitap şu an 43 ülkede yayımlandı ve 26 dile
çevrildi. Düzinelerce ülke gezdim, okuyucularla tanıştım ve kitabı tartıştım.
Bu gerçekleşen bir rüyaydı ve ben yazımı destekleyen okuyuculara çok
minnettarım!
B:Seni ileride bu tür tarihi ve muhteşem bir kitapla mı
göreceğiz yoksa aklında değişik projeler mi var?
RS: Evet, tarihi kurguları seviyorum ve şu anda peşinde
koşmak istediğim bir tür. Tarih sırları tutar ve gizlenmiş detayları su yüzüne
çıkarmak çok heyecanlı!
B:Yazar olmak senin için zorlu bir iş mi? Yazar olmak
isteyenler için verebileceğin bir kaç tavsiyen var mı?
RS: Yazmak kesinlikle zorlu bir iş ama aynı zamanda
inanılmaz bir şekilde ödüllendirici. Bir hikayedeki yaratıcı süreçle
bütünleşmekten daha çok sevdiğim bir şey yok. Bunu okuyup yazar olmak
isteyenlere tavsiyem:
a.) Bir hikayenin anlatım metotlarını ve
tanıdığınız seslerin yazım biçimini belirlemek için çok kitap okuyun.
b.) Bir yazı grubuna katılın ve diğerlerinin sizin
çalışmalarınızı okumasına izin verin. Aynı yazı grubunun neredeyse on senedir
parçasıyım ve grup üyelerim sayfalarımı okuyan ilk kişilerdir Bir desteğe sahip
olmak yazı yazarken çok yardımcı bir unsur.
Ben:Bir kitabı yazman ortalama ne kadar sürüyor? Belli bir yazı
takvimin var mı?
RS: Araştırma yapmak iki yılımı, kitabı yazmak da bir yılımı
alıyor. Sabah erken saatte ve gün boyu yazmayı tercih ediyorum, akşam da gözden
geçiriyorum. Yazmayı en sevdiğim yer ailemin
ülkedeki kulübesinin bahçesi. Resimlerini burada görebilirsiniz:
http://schoollibraryjournal.tumblr.com
B:Biz Türk okurlar olarak seni çok sevdik! Hiç Türkiye'ye
geldin mi ya da gelmeyi düşünüyor musun? Kitabımı imzalamanı çok çok isterdim.
RS: Neredeyse 50 tane
ülkeyi ziyaret ettim ama hiç Türkiye’de bulunmadım. Orayı ziyaret etmek benim
kesinlikle bir hayalim. Bir sonraki yıl için Avrupa’ya birkaç gezi
düzenleyeceğim ve gerçekten umuyorum ki Türkiye’ye de gelebileceğim. Bütün
okurlarıma yüz yüze teşekkür etmek ve kitaplarını imzalamak isterim!
B:Son olarak, buradaki okurların için söylemek istediğin bir
şey var mı?
RS: Türk okurlarıma - Stalin’in terörüne maruz kalmış
milyonlarca insan ve ailem adına, tarihin bu parçasını karanlıktan çıkarmama
yardım ettikleri için teşekkür ederim. Karakterler ve hikayeler sayesinde,
tarihsel istatistikler(klasikleşmiş olgular çn.)
ete kemiğe büründü ve aniden biz hiç tanışmadığımız kişileri önemsemeye
başladık. İşte bu kitapların gücü! Okuduğunuz için teşekkür ederim ve umuyorum
ki ÇOK yakında Türkiye’de buluşacağız!!
Ayrıca Ruta, sonraki konuşmalarımızda Gezi Parkı olaylarını
kocasıyla beraber televizyondan takip ettiğini, olayların korkunç olduğunu
belirtti.