Monday, June 24, 2013

BLOG TUR: Can Dostum Yorum/Alıntılar



Kitap: Can Dostum - A Dog's Purpose
Yazar: W. Bruce Cameron
Yayınevi: Yabancı Yayınları
Sayfa Sayısı: 370
Goodreads Puanı: 4.32 (21.617 oy)
Bütün köpekler cennete gider, tabi dünyada yarım kalmış bir işleri yoksa...

New York Times Bestseller listesinde tam 52 hafta kaldı.

Köpekler hakkında bir roman, insan hayatının en derin meselesi olan “Neden buradayız?” sorusuna cevap verebilir mi?

Can Dostum, bir köpeğin birkaç farklı yaşam boyunca varlığının amacının peşinde koşmasının hikâyesi… 2006’da Ulusal Köşe Yazarları Derneği’nden En İyi Mizah dalında ödül alan ve 2011’de YILIN KÖŞE YAZARI seçilen W. Bruce Cameron’ın bu iç açıcı ve komik romanı, bir köpeğin pek çok hayatının duygusal ve eğlenceli hikâyesi olmakla kalmıyor, aynı zamanda insan ilişkilerine ve insanla en iyi dostu arasındaki kopmaz bağa köpeğin bakış açısından bir yorum getiriyor.

Muhteşem bir kitap. Hem güldüm hem gözyaşlarına boğuldum… 
Alice Walker, Pulitzer ödüllü yazar


Hayatında bir köpeği sevmiş olan herkes, bu bilgelik dolu, dokunaklı ve çok eğlenceli kitabı okumalı. 
Dr. Marty Becker, Good Morning America

Elimden bırakamadım. Bitirdiğimde, kısa süre önce ölmüş olan köpeğimin bu kitap aracılığıyla benimle konuştuğu hissine kapıldım. 
Dina Zaphiris, Animal Planet

Bir köpeğin komik, büyüleyici ve kesinlikle inandırıcı birkaç hayatının hikâyesi olan bu kitap, reenkarnasyonun olduğuna ve yazar W. Bruce Cameron’ın bundan önceki hayatında bir köpek olduğuna ikna etti beni. Başka türlü, dört patili bakış açısından hayatı, sevgiyi ve sadakati bu kadar dokunaklı bir biçimde nasıl anlatabilirdi ki?
Victoria Moran



Açılın, "You Only Live Once" sözüne "Bitch, please" lafını yapıştıracak bir köpek, nefis bir kitap gelyor!

Okuma alışkanlığımı buruşturup çöpe atan iki kitaptan sonra Can Dostum süper bir keyif oldu benim için. Yüzümde bir tebessümle okuttu sonuna kadar. Yazar da benim gibi, köpeklerle içli dışlı olan herkesin içinde kalan şeyleri yazmış adeta. Çokta bir araştırma yapmış, belli. Sevildi, sevildi, sevildi...


Kitabın ilk cümlesini okuyunca bir "Ne oluyoruz?" dedim. Sonra tekrardan okuyayım dedim arkasını, meğersem köpeğin dilindenmiş anlatım. Kitapları almadan önce ince eleyip sık dokusam da yayınevinden gelince direk başlayayım dedim. Önce pek emin olamadım, dedim sever miyim acaba fazla mı sıkıcı olur, sonra bütün endişelerim uçtu gitti. Bir baktım bağlanmışım kitaba.

Çok eğlenceli bir kitap Can Dostum. Sürekli güldürecek bir şeyler vardı içinde. Özellikle köpek'severler için. İnce espriler vardı. Ama fark ettim ki ortalarda, kitap her ne kadar eğlence amacı sunsa da yazar çaktırmadan eğitici bir kitap sunmuş önümüze.

Yazlığımızda, çevremde 7-8 köpekle yaşıyorum. Biri kendi köpeğim diyebilirim. Daha önce de uzun süreli Sibirya Kurdu, kısa süreli Labrador Retriver bakmıştım. İkisi de sokağa atılmıştı. (Hem de Sibirya Kurdunu atan yakın bir arkadaşımdı!) Onun için anlatılan hikayelere daha bir aşina oldum. Hikayeler diyorum, çünkü köpeğimizin -sanırsam- dört farklı hikayesine tanık oluyoruz. Hepsi de birbirinden güzel. Hepsinde bir amaç arayışı içerisinde, hepsinde farklı, gerçekten farklı hayatlar var.

Bir köpeğin bakış açısından insanlığı görmek en güzel yanlarlarından biriydi kitabın. Ayrıca insanların hayatlarına da dışarıdan bir görüş alı gibi oldu. Köpekler bizi nasıl görüyor, hayata nasıl bakıyorlar anlamış olduk. Cameron, köpeklerin yaşamını kalıplaşmış hikayelerle sunmuş önümüze.

Çevremde çok köpek var dedim ya, ne zaman onlarla ilgili bir şey olsa köpeğin bakış açısından bakabiliyorum olaylara artık. Davranışlarını daha iyi algılıyorum. Bu nedenle eğitici bir kitap bence. Aklınızın bir köşesine kazınıyor karşı tarafın düşüncesi. Aslında kitabın herkese dağıtılıp okutulması yönünde de bir düşüncem var. Bazen hangimiz daha uysal diye düşünüyorum. Öyle insanlar var ki dünyada... hayvanlara eziyet etmek bir uğraş olmuş gibi geliyor onlar için. Geçen gün yazlığımızdaki köpeklerden biri, Miki, vuruldu. Bir köpeği insanın neden vurmak isteyeceğine aklım ermiyor. Daha önce de Sibirya kurdumun eşi, Kontes de vurularak öldürülmüştü. Onun da nedeni meçhul... 

Böyle iç burkucu şeyleri geçelim, neyse. Kitapta azıcık sıkıldığım tek yer en son, Labrador hikayesinin başı. "Yine mi?!" diye sinirlendim. "Sıkacak bu kesin 70 sayfa var daha. Lütfen, uzatma yazar abi." dedim. Ama meraktan kitabı karıştırdığımda sonlarda bir kelime görmüştüm, o kelime beni okumaya itti. Dedim güze şeyler olacak. Oldu da. 


Elimden bırakmadan bitirdim kitabı ve nefis bir son...


İnsanların dilinden anlatılsaydı belki de çok eğlenmeyeceğimiz şeyler yaşandı romanda. Ama bir köpeğin dilinden anlatılınca öyle güzel oldu ki, yazarı bir kez daha tebrik ediyorum. Ben çok sevdim. Tavsiyemi de vereyim hemen. Yazarın diğer kitaplarının çevrileceğini de öğrendim, Yabancı süper bir şekilde devam ediyor yayın hayatına.

Puan: (5 üzerinden)



Alıntılar

"Nehir kıyısına indiğimizde kendi başımıza yuvaya dönemeyeceğimiz konusunda iyi bir ders almıştık; o yüzden annem yuvadan ayrılır ayrılmaz aynı şeyi tekrar yaptık"

"Bu yaratıktan korkmak, ondan ne pahasına olursa olsun kaçınmak gerekiyordu. Elbette söz konusu yaratık bir insandı."

"Dünya tahmin ettiğimden daha karmaşık, diye düşündüm. Hayat annem ve kardeşlerimle birlikte insanlardan saklanmamızdan, avlanmamızdan ve tünelde oynamamızdan ibaret değildi. Her şeyi değiştirebilecek güce sahip daha büyük olaylar söz konusuysdu; bu olayların kontrolü de insanların elindeydi."

"Kötü köpek diye bir şey yoktur, Bobby, yalnızca kötü insanlar vardır. Onların yalnızca sevgiye ihtiyacı var."

"Yaptığım şeylerin en önemlisi Senyora'yı güldürmek gibi görünüyordu. Bunun, hayatıma anlam katan tek şey olduğunu düşündüm."

"Bunun, yani bana ihtiyaç duyduğu zamanlarda çocuğu rahatlatmanın bir köpek olarak amacım olduğuna karar vermiştim."

"Bildiğim en rahatlatıcı biçimde onu yaladım; birlikteydik, ne gibi bir aksilik olabilirdi ki?"

"Şekerleme'yi de yeniden görmeyi çok isterdim; ama hayatın avludayken göründüğünden çok daha karmaşık olduğunu ve köpekler değil, insanlar tarafından idare edildiğini anlamaya başlamıştım artık."

"Artık gevşeyebilirsin, Bailey. İyi iş çıkardın, çocuğa iyi baktın. Senin görevin buydu Bailey ve en iyi şekilde yerine getirdin. Sen çok iyi bir köpeksin. Aferin sana."

"Artık çocuğun bana dokunan ellerini hissedemiyordum, tek hissettiğim dört bir yanımı saran sulardı. Sıcak, nazik ve karanlık."

"Köpeklerin nerede yaşayacaklarını seçmelerine izin verilmiyor. Kaderime insanlar tarafından karar verilecekti. Her şeye rağmen kendimi parçalanmış, çelişkiye düşmüş hissediyordum."

"John Lennon, hayatın biz başka planlar yapmakla meşgulken gerçekleşen şeyler olduğunu söylemiş. Bana sorarsan bu, üç aşağı beş yukarı durumu özetliyor."

"İşte o zaman kavradım ki, bu hayattaki amacım hiçbir zaman yalnızca bulmak olmamıştı. Amacım kurtarmaktı. Çocuğu bulmuş olmak denklemin yalnızca bir tarafıydı."


4 comments:

  1. Zaten merak ediyordum ama yorumundan sonra iyice merak etmeye başladım. Çok gğzele benziyor.
    Açılın, "You Only Live Once" sözüne "Bitch, please" lafını yapıştıracak bir köpek, nefis bir kitap geliyor! Bu kısımda güldüm :D
    Yorumunu da beğendim. Bu arada tek kitap mı, biliyor musun? :D

    ReplyDelete
    Replies
    1. Teşekkür ederim! Beğenmene çok sevindim.
      Tek kitap değil, ikinci kitapa sondaki köpeğimiz Buddy ile başlıyoruz. Sonrasında yeniden doğacak sanırım, bu sefer kaderi bir genç kıza bakmak. Seri ama farklı hikayeler olduğu için çok öyle durmuyor.İkinci kitap, A Dog's Journey, çok geçmeden raflarda yerini alır diye tahmin ediyorum. :D

      Delete
    2. Peki, çok teşekkür ederim :D

      Delete
  2. Bahis oyunlarını seven birisi olarak kesinlikle tavsiyelerinizi değerlendireceğim. Vermiş olduğunuz yöntemler çok başarılı duruyor.

    ReplyDelete